VAY
HAİKU VAY...
Avcı,
geleneksel Japon şiirinin dünyaca meşhur tekniğiyle, dört mevsimi geleceğe bir haiku
destanı olarak taşıyor. Kitabın yüzü çehresi resmen olgun dönem eseri kıvamında.
Bereketli toprakların halk şairliğini haiku ile buluşturuyor şair. Egeliliğini
hiç unutmadan Türk'e özgü duyuş ve algılayış gücünü dizelerde hakkıyla hissettiriyor.
Bu kitaptaki beş yedi beş hece ölçüsüyle üç dizelik hayat tanıklığını, kısa ve
uzun vadede unutulmazlar arasına kaydediyor Avcı…
Bu
özgür ve özgün çalışmayı salt bir ülkenin şiir tarzına mal etmek doğrucu sanatsal
bir kritik olmaz. Çünkü yıllar yılı değişik kültürlerden birçok hatırı sayılır
şair, bu akıcı ve kesin etkili yöntemi edebi şiirin vazgeçilmezi olarak
kullanmış ve iç dünyasına kurgulamış. Avcı da bir şiir emektarı olarak bu evrensel
yansımanın izinde, mevsimlere hem içine dökmüş hem de haiku bilmezlere on yedi hecede
doğacı öğretmen yolunu seçmiş.
Avcı
seçkinci tavrını, seçkin sözcüklerle estetizmi de gözeterek Masauka tarzına
yakın mısra mısra dokumuş. Usta şair incelikte dokunmalarla, eğlenceli
mısralarla dünyanın en kısa şiirine katkıda bulunmuş. Ege’ye ait olduğu aleni
kigolarla haikunun omurgasını oluşturmuş. Şiir avcılığı da bu olsa gerek. Avcı,
temel amacını ‘Vay Cimcime Vay'ın arka kapağında vermeyi uygun gördüğü Haiku
isimli şiiriyle çok net deneylemiş...
“Mini
minnacık
Hepi
topu üç dize
Japon
işi bu.
Kısa
mı kısa
Beş
yedi beş hececik
İçi
dopdolu.
Cimcimeye
bak
Başlamadan
biter
Bir
içimlik su.”
Şairliği
kendine özgü dil yöntemleriyle geliştirme ustalığı, şiiri az kelime kullanımıyla
duyusal algı yaratısı ve aktif kurgu üstatlığı görenlerin, Avcı'nın bu şiirsel yolculuğuna,
şiirseverlerin ilgi duyacağı kesin. Haikulardan etkilenmemeleri olası değil. Anlık
duygusal aktarımlar, bilgece düşünüşün dışa vurumu. Her biri kısa ve özlü
duyusal tepkimeler zinciri. Üç dizelik kıtalar, Uzakdoğu’dan Batı’ya kıtaları
buluşturan, imbikten süzüldüğü aşikâr tasarım harikası. Elbette bu türde şiir
kurmak zor ama üçlemeler anlaşılır ve bir o kadar da mütevazı. Her dizesi özgür
yaratı trafiğinden çıkmış özgünlükte. Peş peşe eklenen dizeler kırklara vardığında
ise akıllara işleyen metafor bambaşka nazım çarkı…
Manzumlarda
söz dengesini baştan sona koruyan şair direnci için Avcı’nın ayrıca kutlanması gerek.
Gerçekçi betimleme dağarcığıyla kaydı düşülenler dahası da var ama imasını
hissettiriyor. Üçlükler okurun bilgisini ve bilincini sınıyor. Okurda şiir dünyasının
sınırı yok izlenimi yaratıyor. Yani aklın ve ruhun kabullendiği boyutta, beş
yüz yıllık geleneği modern çağla buluşturuyor, şiir potasında eritiyor bu cimcime
kitap. Avcı, şimşek ışığına yazdığı yalın ama harikulade haikularla çağdaş şair
tanısı yansıtıyor. Hatta ‘Vay haiku vay’ sen neymişsin denecek kadar haikuyu bizdenleştiriyor...
“Ören
yerleri
Yüzyıllardır
arıyor
Antik
aşkını.
Milattan
önce
Başlayan
sevdasını
Taşlara
yazmış.
Milattan
sonra
Turistlere
habire
O
anlatılır…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder