DEĞİRMEN
SUYUNA ŞİİRS…
Ersiz
dilsiz bölgelere şiirsilerle selleniyorum
eşsiz bağ
köyünün değme kabaracısı Osta gibi
örsü kırık
demir dövme sanatçısı Kavva gibi.
Daralan şair
evlenmesi ruhu aşkı derinden aklı serinden
şehir gerillasının
el kitabına gün güneş doğdu yine.
Çekiçler öksüz
orağı kırılmış yaşlı çiftçi köksüz
kantarlı kayıtsızlık
başlangıcın dününe dönük.
Kanlı çarklara
takılanı inim inim inleten zirve sarhoşluğu
Kahıra doğan
ömür paydos saatlerinde geceye sönük.
Çavuşo dağında
şahlar şahına piyesler sahnelenir
ateş
başında dağlar başına ciltler dolusu isyan okunur.
Değirmenin
suyu çekildiğinde akıl durur
zehirli oklar
kırık dökük sineye saplanır
erli dilli
yörelerde şiirsilerle şeref locasında ölürüm…
Er veya
geç sapla saman karıştığında akıl karışır
akıl
karıştığı zaman hızla akan zaman şıp diye durur.
Duyguyla oya
oya işlenmiş ışıklar kara geceye savrulur
şeker bombası
ışkın gibi sivri uçlu ışınlara takılır.
Taşıma
suyla değirmen döndürme ahbaplığı bir gecede yıkılır
savunduğunca
savun hiç sıkılmadan bu asırlık yıkımı.
Mahkemede
cinnet geçiren izleyiciler kriminal krize tanık
deniz
köpüğünde saklı sakınılmadan sömürülen emek.
Savundukça
savunduğum tel dolaplardaki somun ekmek
ağaran sularda
ahuyla ağlaşan tek atımlık hikmet.
Nazım
ölçüsü tek odalık saray helalinden tek lokmalık hayat
hazım ölçüsü
bir ömür boyu tek giyimlik dervişani hırka.
Asırlık hasarı
görmeden kendinden geçenler ak sularda boğulur
sarı buğday
uğralık una duran da değirmenlerde kirli çizmeliler…
Mahkemelik
manzumlara malumu çizmeler külliyen yasak
gönül devirmeden
şiirsilere yananlar günü devirir ancak.
Denize
sevdalılar saçılırlar al güneşe kaçak göçek
buğdayı tenlimi
öğüten akarlar akmaz olduğunda
ersizler
dilsizler sükuneti savunur değirmen havuzunda.
Erli dilli
el heykelli adadan şiirsilerle sesleniyorum
yeldeğirmenleriyle
savaşıyorum hala arsız yarsız düşlerde.
Derdo Osta
gibi Kavva gibi yaşam felsefem bitmeyen kavga
düşle gerçek
arası satırlara dökülen bencileyin ömür törpüsü…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder