20 Nisan 2020 Pazartesi

nisan-4


BİLİM MEŞALESİ...
Pandemiyle birlikte, Dünyada bilimin yükselen meşalesi, kökten çürümeyi gözler önüne serdi. Tamamen. Ve vakaya ciddi tanıklık günleri başladı...
Koskoca insanlık çaresiz. Büyük utançla baş başa. Kahredici biçimde kendim ettim, kendim buldum realitesine ulaştı. Bir anda bağlılık, bağımlılık ve birlik ruhu virüs sayesinde zedelendi. Evrensel tahlilde herkes kendi derdine yandı. En yakınlar bile unutuldu. İktidar döküntüleri ayrıntılarda gezinerek, bedeli yine yoksul, yoksun çoğunluğa ödetme peşinde. Geçmişin kirini virüse mal etme peşinde. Pejmürdelik...
Savruk ve uyduruk modeller virüs tarafından düzlenince, haşmet, hamaset ve ümmet düzeni de bozuldu. Sahte bilim ve özde kin modunda beyin yakma operasyonlarına devam. Yani kement menzilinde kıyamet. Ve yakın geçmişi unutturma çabası...
Bu mantalite ile tarihi doğru yazmak da zor. Tablo, tarihe kaydı düşülenlere göre hiç berrak değil. Ve insanlığa sirayet eden virüs, hiç siyaset bilmiyor. Maalesef bilmiyor. Eğer bilse poltikadan bir nebze anlasa ortalık durulacak. Ve kurtulacak dünya. O yüzden elde tek çare kaldı, bilimin meşalesi...
Bu güne ve geleceğe bilimsel odaklanma. Zararı ziyanı, telefatı asgaride tutma. Yaşamsal prensiplerin hayata geçmesi. Bilim meşalesi altında birleşme...
Sözün özü sahabi mayasından manalanma bırakılınca, manzara hep maraza ve hep arıza...
Bilimin meşalesi, dünyadaki bu maraza ve arızayı bir bir ortaya çıkardı. Ve tarihsel tanıklık başladı. Görüldü ki hayat doğanın diyalektiğinde gizli. Etkileşim ve değişim akışkan bir nüve. Ne var ki, eksiklikler hala karşıtlık düzleminde giderilmeye çalışılıyor. Çalışıldıkça da patlayan çaresizlik. Kuşku ve çöküş. Kökten çürüme...
Peki çözüm, bilimin meşalesi....
İnsanlık küresel piyon, kerametsiz ve vasat zevat görüldükçe daha beteri de gelir başa. İnsanlar arşivlenip, tasniflendikçe en etkileyici dünyalarda çöker. Kökten çürür...
Pandemi, coronav, covid 19, virüs salgını derken, emperyalist istilalar da unutuldu. Bir tehlike de o, her zamanki gibi kapıda. Fırsat kolluyor...
Sanki küresel mülteci dünyası. Ve kendiliğinden biçimlenecek yakın gelecekte. Veya özlenen özgür dünya...
Peki çözüm, bilimin meşalesi...
Çünkü uygarlık adına, utanç duyulacak bir anaforu yaşıyor dünya. İnsanlık ölüm uykusuna yatıyor, ölümlere uyanıyor. Virüs her yerde. Emperyal tehdit sınırda. Kara vicdanlı acımasızlık hanelerden saraylara, saraylardan tiranlara büyük bir trajedi peşinde. Maddi manevi deprem peş peşe. Bu günler geçecek mi, geçecek.
Peki çare, çözüm ne? Bilimin meşalesi...

ÇAĞLAYAN-ŞELALE...
İnsan her nisan, 23 Nisan haftası gelende içten içe çağladıkça çağlıyor...
Geçmiş ve gelecek tüm çağların en büyük adamıyla...
Benzersiz insan. O eşsiz deha. Cesur lider. Devrimci ve vatansever. Çağlar öncesinden çağlar sonrasına, sonun da ötesine çağlayan. Çağlayanın ötesinde şelale...
Keskin mavi bakışıyla dünyayı hizalayan. Aklıyla cihanı ışıtan. Bir güneş. Denizler fatihi. Yaratıcı ruhunu her ortama her alana nakış gibi işleyen fazilet timsali. Ulusal bağımsızlık denildiğinde ilk akla gelen önder. Tüm çağlara malik, mahir. Kemal. Hürriyet için çağlayan mangal yürek. Çağlayanın ilerisinde şelale...
Küçük büyük Asya'nın, Avrupa'nın, Afrika'nın Hatta Amerika'nın yani tüm kıtaların, koca dünyanın çıkardığı büyük adamların en büyüğü. Şahlar şahı. Baştacı. Mazlumların yenilmez temsilcisi. Emperyalistlerin baş düşmanı. Yılmaz timsal. Emsali olmayan amir. En büyük şef. İlk adam. Birinci. Ebedi reis. Tüm kuşakların örnek aldığı yapıcı ve üretici dahi. Çağrısı çağlar boyu taşınacak ahi. İsmi asla unutulmayacak, nesiller boyu anımsanacak taşkın, aşkın çağlayan. Çağladıkça şanlanan şelale...
Değişmez denen tarihin seyrini değiştiren, seyir defterinde milletinin alın yazısını el yazısıyla imzalayan savaş ve barış kahramanı. Üstün diplomat. Asrın siyasisi. Sistem mucidi. Kurduğu muhteşem düzen çağlar boyu yıkılmayacak, dünyanın en nadir çağlayanı. Şanlı şelale...
Tarihe küllerinden doğmayı ispatlamış en gerçekçi çağlayan. Realist. Aksiyoner. Çağlayanın özü. Kurtuluşun gözesi gözdesi. Özlü, anlı şanlı şelale...
Çadır toplumundan ileri medeniyetler çizgisine çağlamayı çare gören, ölümsüz varlık. Varlığı armağan. Olağanüstü kişilik. Sıradışı şahsiyet. İlelelebet medeniyet şiarını geri toplumlara aşılayan büyük şair. Çağlar boyu hüküm sürecek milletin, en hürmet edilesi, saygı gösterilesi evladı. Babası. Atası. Gurur kaynağı. Onur nişanı. Obur dünyanın başkaldıran asi oğlu. Asaletli ve adaletli cengaver. Gazi. Cansiperane çarpışarak, çağlar ötesi eserler bırakmış, esareti asla hazzetmeyen çaplı çağlayan. Tutsaklık zincirini kıran şerbetli şelale...
Eşsiz karakteri ile hasımdan hısım çıkaran, muzaffer kumandan. Başkomutan. Mareşal. Harp ve sulh kalemi. Kadim dost. Has hassas kahraman...
Uzak yakın tarihin, yakın Doğu, uzak Doğu, Ortadoğu, vahşi Batı ve buzdan kale Kuzey'in, cehennem ateşi ile kavrulan Güney'in ve Latin Güney'in tanımaktan ve yolunu izlemekten onur ve gurur duyduğu en dirayetli özgürlük savaşçısı. Basiretli barış elçisi. Çekici ve güzel insan. Şan ve şöhrete takılmadan yüreğine en büyük çağlayanları sığdıran, kabına sığmaz çağlayan. Çağladıkça çağlayan çılgın şelale...
Kökten yenilik hareketlerini harlayan harbi inkılapçı. Çağında başarılması güç görülen ne varsa çarçabuk halleden inanç abidesi. Hesap adamı. Taktisyen. Teorisyen. Üstün yetenek simgesi. Evrensel zeka. Ortak hafıza. Gelmiş geçmiş veya gelecek çağların bütün en büyük adamlarından daha büyük adam. Zirvenin zirvesi, Everesti. İnsan evladı...
Çağlar boyu çağlayacak olan çağlayan. Adam gibi çağlayan. En büyük çağlayan, anlı şanlı şelale...
İnsan her nisan, 23 Nisan haftası yakınlaştığında doyamadığına yanıyor. Her haline sessizce ağlıyor. Çaresiz içten dışa çağlıyor...
Formun Üstü
Formun Altı

HAYAT TİPİ...
Binlerce yılın birikimi hayat tarzları, virüs marifetiyle sanki değişti. Daha da değişecek gibi. Sanki hayat bambaşka tipe dönüşecek...
Çünkü pandemiyle hayatın içinde gizli makul sınırlar aşıldı. Daha da aşılacak. Ve süreç içinde yeni kapılar açılacak. Ve Hayat yeniden kendi özel koşullarını oluşturacak. Geneli etkileyen her şeyi geleceğe biriktirecek. Virüs sonrası sanki geçmişten çok geleceğe odaklanılacak...
Virüs öncesi ve virüs sonrası tarihsel milad olacak...
Yani çok yakında yüzlerce yılın bütünlediği karakteristik öğeler ötelenecek. Bu virüssel sıkışma ile renksizleşen hayat, hayatta kalmak koşuluyla yeniden biçimlenecek. İçgüdüsel izlenimler ve acı deneyimler bambaşka bir hayat tipini tetikleyecek. Hayat evrelenecek. Hayat insan onurunu koruyan konuma evrilecek...
Virüs yüzünden sosyal denge ve toplumsal uyum bir anda toptan bozulduğundan, hayatın daha da bozulacağı iyice perçinlendi. O nedenle virüs def edildiğinde umulanın aksine bir dünya var edilecek. Enine boyuna egemen dünya ve eşsiz karakterlerin zayıflığı ve gizemli ağırlığı çokça tartışılacak...
Yüzyılın sınırlarını ve sınıflarını hiçe sayan virüs sonrası, büyük yürüyüş başlayacak. Kıymeti harbiyesi bilinmeyenlere kesin dönüş gerçekleşecek. Ve en başta hayatı düzenleyen tüm ilkeler, ögeler ve örgütlenmeler sil baştan değerlendirilecek...
Son tahlilde kazanımlar ve kaybedilenler terazisinde tartılan mevcut hayat tarzları, usulca kendi prototipini yaratacak...
Belki de yüzlerce binlerce yılın birikimleri, bu yeni hayat tipinde yankı bulmayacak. Yer alamayacak...
Çünkü virüs tüm dünyada trajik ve dramatik ölçülerde bir kırılma yaşattığından bu kıyım daima baz alınacak. Umulan o ki bir daha böylesi acze düşülmemesi babında dönem ayrıntıları üzerinden ayrı bir hayat tipi ayarlanacak.
Sözde egemen sermaye, emperyal hakimiyet çerçevesindeki anlayışların anlayışsızlığı, eksikliği, duyarsızlığı test edildiğinden ilk fırsatta bırakılacak. Bir daha bu denli teste tabi tutulamaz düzeyde yeni hayat tipi formatlanacak...
Hayata dair soyut değerlemelerin tümünün hiçbir işe yaramadığı açıkça görüldüğünden yüzyılın, bin yılın tüm görgüleri somuta indirgenecek. İndirgenemeyenler hayat rafından indirilecek...
Her türlü felakete, özellikle virüs felaketine davetiye çıkaran hayat tarzları, facianın önceden kestirilemeyişi, bir şey olmaz boş verdimciliği ve self ısrarcılığın getirisi götürüsü bir bir hesaplanacak. Ve yeni hayat tipinde her şey bilimle, bilinçlenmeyle halledilecek...
Binlerce, on binlerce yılın birikimi hayat tarzları, çeşitlenen ve renklenen dünyayı tek renge zorladığında neler olacağı virüs salgınıyla görüldü. İdare eder kurgunun bozulduğu ise hiç unutulmayacak...
Ve virüs odaklı tersine akıntıya çare bulunamadığı her zaman öne çıkacak. Virüsün önünün alınamadığı gerçeği asla yalanlanamayacak...
Diğer yandan kolay kolay değişmez denilen nüfuz ve nüfus bambaşka hayat tiplerine dönüşecek. Dört bir taraf düşman çevrili dogması ve aldatması ile biçimlendirilen hayat tarzları kendine gelecek. Durmaksızın doğal yaşam koşullarını yaratarak başka bir tipe evrilecek. Ve mutlaka barış gelecek. Sömürü bitecek...
İşte o günleri görmek için şimdilik evde kalmak lazım...

MİTOMANYA...
Mit, geleneksel yayılmış, hayal gücünü depreştiren, dünya ötesi tanrı, tanrıça, evren, evrenin oluşumu ve varoluş üzerine alegorik hikayelerdir. Ayrıca zatlar ve kavramlar için de kullanılan imgelemdir...
İnce çizgide imalı imasız, mit empozesi ile mitaya ulaşan bir yoldur izlenen. O yüzden her meta ve materyel kullanılarak, bir şeyin son bulduğu yerin sonuna gitmek takıntısından kurtulunamaz. Mitaya inananların uğraştığı her işin sonu ise mitomanlığa dek gider...
Yani hit, mit derken bir anda mitomanlaşılır. Resmen mitomanyalı olmanın, mitomanyayı yaşamının iç sürgünüdür. Dış sürümüdür başa gelen. Yani mitomanlık beter alışkanlıktır. Alışkanlıktan çok bulaşıcı bir hastalıktır.
Kime nasıl bulaştı, kimlere ne zaman buluşacağı hiç bilinmeyen şu virüs günlerinde mitomaninin gündemleşmesi ise manidardır. Demek ki mitomani de virüs ile birlikte doğru orantılı yaygınlaşmış. Birden gündeme sokuluverdi...
Sanki salt aldatı maksatlı, isteyerek ve bilerek gerçek dışı söylenceler dolaşıyor ortada. Sanki uydurma ve asılsız söylemler mitmanlara bulaşmış. Bulaştı ki anında mito çekildi. Mit delindi. Mithat başladı. Mitara doldu...
Mitomanın tek derdi tüm dikkatleri üstüne çekmek ve daima odak noktası olmaktır. Kontrolü kaybetme riskine aldırmadan, kafadan sallanananlara önce kendi inanmak ve sonra herkesi inandırmaktır. Hem de aymazlık boyutunda, enine boyuna. Dibine dikine.
Zaten tüm mitomanlar asla ve kata problemi kendinde görmez. Tedavileri de zordur o yüzden. Ve sağlığa kavuşmayı bir fırsatını bulup reddederler. Kaçarlar...
Çünkü onlara göre sorun, hep mitomanyalı diğer mitomanlardadır. Yani başkaları suçludur daima. Mit akılla amaçtan şaşmışlığı böylece hep saklarlar. Mitsel değinmelerle gerçeği saklamaya çalışırlar. Zamanla narcist, isterik ve asosyal kimliklerde eklenir mitomana. Ve torba tıka basa dolar...
Mitomanlarca ateşlenen mitralyöz ise hep başkalarını yakar. Mitoman ise sadece kendini düşünür. Ve sırf kendi çıkarlarını hesaplar. Dünya yansa makam mekan derdiyle kavrulup, rutin işler peşinde koşan doğal mitman tavrı takınır. Asla pişmanlık hissetmeyen bir pozda aniden alınganlaşır veya agresifleşebilir hatta saldırganlaşabilirler de...
İşte tam pandemi ortasında plansız programsız, gelişi güzel kararlar tutmayınca, istek ve ısrar çıkmazında kalış mitomani mekanizmasını mitleştirdi. Lafıgüzafı birleştirdi. Ve mitomanyal, mitomandal manyeller işletilmeye başlandı. İşin kötüsü mitomanyetik alan hala virüs kıskacında.
Hatta kıskaç daha da genleşiyor ve mitomanya dahil tüm dünya mitolojileri aşan boyuttaki Coronavi ile uğraşıyor...
Uğraşıyorlar akıl ve bilimle. Mitomanyaya özgü mit ile mitoloji ile değil.
Bu zehirli atmosferde yalandan mitomanyelleşmenin hiç gereği yok...

TERS BASKI-EV HAPSİ...
Virüs yüzünden evde hapis günleri yaklaşıyor. Hafta sonu iki gün. Ama iki günle kısıtlı kalmayacak gibi bu kez. Sanki gelecek haftaya sarkacak hapislik, dört beş gün gibi. Doğrusu da bu....
Bu doğrultuda kati karar ertelendikçe, sade hırs amaçlı evsel, tinsel, dinsel, tensel ters baskı ve helezonik mahkumiyet yaşam enerjisini de tüketiyor. Araya kuşkular da girince kaos erkenden başlayacak sanki. İpler kopacak gibi...
Ve zamanla yaşama ve yaşananlara ilişkin maliyet muhasebesi tüm sosyal faaliyetleri isteksiz de olsa artıracak. Belki efor bitecek. Ama içgüdüsel, saptamaların etkisinde hesap vermeye ve almaya ilişkin sistematik işlemeye başlayacak. Ve büyük hesaplaşmaya yönelik davalar da. Her şeyin bir zamanı var...
İşte o an kaderi yeniden çizme aşaması. Kader hiç alakasız dürtülerle kendini hissettirecek hem de. Ve kristal şişe artık mantar tutmayacak. Nesnel görüntüler uykusuz gecelerde sıra nöbeti tutacak. Zihinlere hapis kirli görüntüler ve sırlı kareler bayrak gibi dalgalanacak. Yürek kabaracak ve göze görünmez tüm aşırılıklar karanlığı boğacak. Kurtuluşu kutsayacak...
Geride kalan ise parafinde fitil. Pandemiye kandil. Eninde sonunda bu sapkın virüs ateşinin söneceği olacak...
Virüs salgınıyla her gece anahtar deliğinden, duvarlardaki çatlaktan, kapı aralığından bile bakılınca anlaşılan irade zayıflığı iç dünyaları esir edemeyecek. Kaybolan zihinsel disiplin, kararında gelişecek ve akıl fren tutmayacak. Yani ağırdan başlamış olan sinirsel ve sihirsel yıkımın etkisi başka şekilde ifadesini bulacak.
Bu virüs kolay yıkamaz bu milleti. Bu illet, anca millet sayesinde kolay yıkılır. İllaki inanç ve tedbir. Gereğince ev hapsi...
Elbette bu psikolojik ve fizyolojik travma belli bir ızdırap dönemini de yaşatacak. Sağlam durulursa eğer virüs zamanla durulacak. Ancak kısmen de olsa zarar görenler ve durumla ilişkilendilenler, kılık değiştiren bu virüsün getirdiği zorluklardan yılacak. Yılgınlığa biraz devlet desteği. Biraz dayanışma. Beter yılgınlığa birazı kafi...
Ev hapsinsekileri hayata küsmeyecek, yoksun bırakıldıklarını hissettirmeyecek denli destek. Sosyal dayanışma. Elde ne varsa o asla sakınmadan. Millet dar ölçülü yaşam içinde kasılmayacak kadar. Ama tersoluk kusmayacak eşitlikte. Kayırmadan. Az biraz maddi manevi destek...
Çünkü işler ters giderse, ağır cehalet ve gamsızlık memlekete çok ağır faturalar yaşatır. Hırsına yenik düşenler hayatın kurallarına ters filmleri izler. Terso eğilimler güdümlenir. Geleceği yeniden yazmak için bu kara humma dönemi güzellikle atlatılmalı. Çaresi evde hapislik olsa da. Başka şart ileri sürülmemeli. Huzursuzlanmadan uyulmalı...
Çünkü virüs daha bukalemunlaşmadı. Asıl dert o zaman. Nasıl bir ucubeye evrileceği hiç belli değil. Şimdilik olmadık şeyleri cazibeli kılarak zehirliyor. Kuduz saldırganlığında hayatı kötüye tetikliyor. Ve hiçbir şey tesadüfi değil. İlahi gücün takdiri hiç değil. Tek sözcük pandemi ve aymazlık. Ah ve günah. Evvel zaman evde kalıp, hapis hayatı yaşayıp virüsten kaçınmak gerek. Koronadan korunmak gerek...
Yoksa aklın kirişine ters baskı yapan, bu vahşi virüs hanelere giriş yapar. Ve insanlık duygusunu da kaybettirir. Kaybettirince şelalenin akışı donuklaşır. Koşacak mecra kalmaz. Zemin ayakların altından kayar. Ve sonsuz macera başlar. İşte o an hayat krizlere mahkumiyeti besler. Müebbet eyler...
Dikkat kesilmek zamanı. Aşırı dikkat. Dikkat kaçınca virüs muhteşem biçimde bedensel cezalar keser. Kesiyor...
O nedenle şimdiden verilecek yaşam mücadelesi ve ayakta kalma muhasebesi şart. Zamanında aceleyle ve ayak sürüyerek yapılmış her şey süreç içinde rayına girer. Bir kez daha anımsatmakta yarar var. Bulaşanı bulaştırarak tarifsiz utanç, vicdan azabı ve şaşkınlık boyutunda özel durumlar yaşamamak için ev hapsi. Evde hayat. Ortak girişimcilikle, ortak değerler üzerinden tüm zorlanmaları kolaylaştıran sokağa çıkmama yarışı. Yarış şart. Değer yükselten teşkilatçılıkla. Ve çift sütuna manşet ters baskı, evde mahkumiyet. Gerekli.
Herkes bu kararı aklar, yazar ve desteklerse mesele kısa sürede hallolur. Çünkü zor oyunu bozar. Sonrası hürya hürriyet. Sağlık. Sağlık. Sağlık. Üç nokta...
Her şey sistem içinde. Sekmez sektirmez sistemli. Çünkü yaşanacak her şey ayan beyan. Aksettirilen başka kamuoyuna yansıyan bambaşka olabilir. Olsun. Oyuna gelmemek lazım. Çünkü ayna gibi gerçek. Katı harcamaların sonucu katmanların tersine kırık basamaklar kulesi kurulmuş. Kurulsun bakalım, tekrarı bir o kadar ters tazyikli. Ters baskılı. Olsun varsın bu ev hapsi şart. Onca yıl sıkılmışlığın ezilmişliğin yanında ise mükafat. Çünkü sunulan yaşam reçetesi...
O yüzden bu evde mahkumiyet ters açılı mahcubiyet olmamalı. Oldu olanlar ve virüs her tarafa doldu. Başka çare yok. Evde karantina...
Sahiplenilen sokaklar da soldu...

Hiç yorum yok: