24 Mart 2020 Salı

MART-2


TEK ÇARE EVE KAPANMAK...
Bu millet ev hapsi, göz hapsi, göz altı, sıkıyönetim, sokağa çıkma yasakları vesaire çok gördü. Bunlardan çok çekti. Yani memleketin ekseriyeti faşizme karşıdır denilebilecek sayıda. Şimdi de faşist Corona vurdu. Virüs vurdu vuralı tek çözüm, tek çare, geldi eve kapanmaya dayandı. Doğrudur...
Doğrudur bütün dünya bu yolu izliyor. Sokağa çıkmayı yasaklıyor. Sıkı yönetim ilan ediyor. Militarist baskı kuruyor, dışarı çıkartmıyor. Ama dünya demokrasilerinde her şeyin, her zoraki yaptırımın bir bedeli var. Eve kapanmanın kaybettirdiğini, doygun ölçülerde telafi etmek. Yani evde kalışın maddi manevi zararını Devlet Ana mantığıyla karşılamak. Ödemek...
İşte o vakit tüm öğütler dinlenir. Nasihatlar tutulur. Hele bu fakir çoğunluklu millet, vatana millete zeval gelmesin der geçer. Hanesinin baş köşesine oturur, efradını oturtur. Ve esenlik günlerini bekler...
Buna karşılık sadece yaşlı başlıları gözyaşları içinde toplumun dışına itmeyi, dünya yasaklar tarihine geçirenler hala elle tutulur bir eser ortaya koyamıyor. Çünkü memleketin vicdanını sızlatan, virüs odaklı yorum ve analizler milleti genç yaşlı birbirine düşman kılıyor. Aymazlık virüsle beraber yayılıyor.
Soru şu, nerede devlet, nerede millet?
Evet eve kapanmak, kapatmak en doğru hamle. En geçerli akçe de, elde avuçta olmayınca, millet kendi ohalini kendi nasıl ilan edecek. Hem de referans artıkları, referandum kaçakları hala kaçmak, kaçamak peşindeyken. Diğer yandan mızrak çuvala sığmıyor ama hayatı eve sığdırmak akla sığıyor. Hayret...
Çünkü büyü bu kez kötü bozuldu. Bu millet ne badireler atlattı. Ne kıyımlar gördü. Nece faşist darbelere direndi. Ne jandarma dipçikleri yedi de yılmadı. Ne demokratik olmayan iktidarlar gömdü. Nice çok bilmişlere ve riyakarlara gününü gösterdi. Ama bu kez musibet, virüs musibeti. Salyalar saçarak ilerliyor. Memleket çaresiz. Devlet yetersiz. Hükümet yemiş bitirmiş hazinesiz. Kasa tamtakır. Ve lafta her şey tıkırında giderken Corona geldi tılsım bozuldu...
Memleketi idare edenler, çözüm bazlı idareten evde kal mesajları yayınlıyor. Yarınlar bizim diyor, birlikte başaracağız tipik seslenişlerle milleti evde kalmaya, eve kapanmaya çağırıyor. Millet dünden razı ama halini, haddini çok iyi biliyor. Millet evde kalmaya, eve kapanmaya zorunlu olduğunu açık seçik biliyor. Ancak hayat zor, geçim daha da zor. Onu da biliyor bunu da...
Bu arada on yıllardır bu millete reva görülen olağanüstü halde yaşama gerçeği virüs duvarına tosladı. Memleket ortada kaldı. Hükümet ortada yok. Direnmenin eğrisi doğrusu birbirine karıştı...
Doğrusu evde kalma. Millet eve kapanacak ya, virüs ablukasını kıracak maddi destek, müjdeli bir haber bekliyor.
Evdeki hesabı çarşıya uydurmak için devletini yanında görmeyi bekliyor...

TEK YOL AKIL VE BİLİM…
 
Virüse endeksli vahamet, bilimsel bakış açısıyla gözetilmeyip, gözlemlenmeyince lütfen boyutlu gündem oluşturmalarla acı gerçeğin önüne geçilemez. Geçilemediği görüldü. Yani virüs diyarında akıl dışlanarak, tamamen duygusal dürtülerle eylem koyma daha başka büyük krizler doğurur. Hala keskin siyasal mesafe koyulup, bir türlü sosyal mesafe de korunamayınca, ilişkiler ayar tutmayınca, aklın ve mantığın sınırları da aşılır. Virüsün yönlendirmesiyle işler tartışılamaz, daha kötü bir sürece evrilir. Artık evde çarşıda, karşıda kapıda bilim ne derse o. Virüsle bilimsel savaş…
 
Bilimsel görüş ve önerilere, çıplak uyarıcı ve uyarılara, gocunmadan, hiç tartışmadan ne denli uyulursa virüsle savaş kazanılır. Elbette bu günden yarına, çabuk ve kolay olmasa da büyük kriz atlatılır. Gelecek yeniden dizayn edilebilir.
 
Zor elbette. Dünyanın karşılaştığı nitel ve nicel değeri ne olursa olsun tüm krizler mutlaka baştan sona panik ve kaygı yaratmıştır. Her krizde yoksulluk, yoksunluk, yorgunluk, aç kalma endişesi ve ölüm korkusu bilinçaltına yerleşir. Tehlikeli sonuçlara yönelik duygu yoğun senaryolar üretilir. Mevcut durum ciddiye alınarak, defalarca ölümle yüzleşme hissi ve riski veren bu senaryolara dikkat verilmelidir. Epey can sıkıcı olabilirler ama toplumsal kriz ve virüs tehdidi altında olunduğu temel gerçek. Tehdit alanı da günden güne genişliyor. Virüs öldürücü dozu hiç çaktırmadan vuruyor. Yani ucuz senaryolar gerçek oluyor. Film üstüne film çekilecek bir atmosfer.
 
Bu yakıcı, yıkıcı ve yok edici atmosferde bireyselliği öteleyip, kitleselliği önceleyen bilimsel ve dinamik kurguya, aklın yolu bir kusursuz ve koşulsuz riayet şart…
 
Eski alışkanlıklarla akıl ve ahlaksal sapkınlık düzeyinde; lümpen, oportünist, bencil, ikiyüzlü,  yalancı, entrikacı davranışlarda ısrar virüsün esrarını hepten patlatır. Palas pandıras mevcut baskı, zulüm ve sömürü artar. Sıkıntı devam eder. Virüste adalet de olmayınca nefret yaklaşımları yine ağırlık kazanır. Doğal yaşam üzerine müzakereler anında biter. Müzmin hastalık virüsle kol kola girer.
 
Çünkü virüsle boğuşan materyalist dünya, metafizik dünyasını, öte dünya dini akımlarını tüm dünyada buharlaştırınca her krizden dinsel fırsatçılık devşirenler, menfaat çıkaranlar çember dışında kaldı. Dine yatırım ve salt dua ile virüsle savaşın kazanılamayacağı tescillendi. Tek şans bilim olduğu kör akıllara da sabitlendi. Yalandan yakarışlar, göstermelik namazlar, defaatle umreler, dinler ölçeğinde krizden parsayı vurma girişimleri, sadece virüse prim kazandırınca, bilimsel arayışlara geçildi. Elbette on yıllarca geç kalındığı açık.  Kul sıkışmayınca hesabı virüs kapıya dayanınca aklın ve bilimin yolu seçildi.

Dünyaya egemen olan hain virüse endeksli bu zorun zoru, ağır ve vahim şartlar, şişirme azameti de anında azletti. Virüs tehlikesi akıl ve bilimden başka çıkış yolu olmadığını açıkça gösterdi.

Tek yol akıl ve bilim yolunda yürümeyi seçmek. Başka çareler arayışı ise meydanı virüse bırakmak, cepheden kaçmak ve çapsızlık…
VİRÜS KAZANI...
Sakıncalı saplantılar ortamında, ortalık yerde sapı kırık kepçeyle virüs kazanı karıştırmanın, fokurdayana dek başında durmanın normal hayata imrenmekle hiçbir alakası yok. Eğer genel kurallara uyulmazsa imrenilen normal hayat birden anormalleşir. Öyle ki keselenip, arınılamayacak kadar is kokar el ayak. Ten beden. Baş bacak. Ocaklara kazan karası bulaşır. Tüm temiz vücutlara. Yüzler, gözler kızarır, virüsün etkisi yağunlaşır...
Bir adım sonrası, ilk yanlışta kuru öksürük ve yanık izleri. Saman alevi. Odun ateşi. Ciğerde sıralı kabartılar. Su toplayan ateşli deri. Deli fısıltılardan usanıp göçüp gitme arzusu. Yetmez. Yersiz zaman kaybı, geçici hafıza kaybı ve israf. Kırılgan kalp desenleri ile süslenen kara mazi. Fani masalı. Hepsi ondört gün içinde...
Ateşi harlanan virüs kazanı, sürprizlere açık keşif ve virüs tahribatını, korkmadan tasnif koskoca dünyayı bir anda küçültür. Ve bir daha güvenmeyi öğretmek ve doğal hayatı öğrenmek güçleşir. Kağıttan kalpler buruşur ve fildişi hayat helak olur. Helalinden değişmek, hayal gücünün ötesinde ve virüs etkisinde durulur. Ve o durgunlukta virüs kazanı kaynamaya başlar.
Bu Evrensel bozgunda dip köşe silmek, yer taban toz almak, yıkamak yağlamak, alkollemek kolonyalamak kontrol edilemez denli kötü gidişatı sadece dengelemeye çalışmaktır. Dengesizlik belki geçici, paspaslamak kir ve lekeleri belki çözücü ama virüse paspas olmuşluk da yok sayılamaz. O telefat asla giderilemez. Hele meret bir mazerete tüm umutlar bağlanmış ise sessiz yoğunlaşma akla koyulanı önceler. Gelişi güzel istifleyerek kazanı doldurmak ise istisnasız yalan yanlıştır. Ve herşey tarla faresini centilmen sanmakla başlar. Vaka virüse bağlanır. Zaten kirli olan kazan daha da kirlenir. Şartlanması gerekir. Şurtlanması gerekir. Aksak ritimli bir virüs parçası olmasının giderilmesi gerekir. Kulağa çalınan ve garantilenemeyen ayarsız pespayeliğin de tadili, tedavisi gerekir.
Aksi takdirde pişmiş aşa su katmaktan dolayı dibi kara kazan baş sorumlu tutulur. Virüs desteğiyle kazan kaldırmanın, kalburüstü hava basmanın ve sebepsiz havalanmanın mutlak bir bedeli vardır. Ayrıca saplandığı ateş denizinde kırık kepçeli kazan köpürmesi muhtemelen karaya çakılır. Çakıltaşı kurnazlıkla ve rahatlık hasadıyla harlı hadiseler geçiştirilemez. İzole gecikince de başa gelen haraç mezat mezarlık. Virüs eşyaları satıcılığı. Kaç göç arasında, kaş derken göz çıkar, teybin kumandası kırılır. Yani keyif kumarından nemalanmanın bedeli epey külfetli olur.
Vira, virüsle ölümüne bahse tutuşmak kazı kazan piyangosudur. Kuraldışı davranmanın kesin ve keskin cezası. Sonuç hem masada hem ateş başında kaybetmektir.
Virüsvari kalıpsız kılıksız kibarlıkla, başka yalaktan susuzluk gidermek ise ateşe benzin dökmektir. Boş çuvaldan ibaret beyinle en kırımlı savaşa da davetiye çıkarmaktır. Gece gündüz vardiyasında varı yoğu görmeden karga tulumba virüse tutkulanmaktır. Kırık kepçe ile kazan karıştırmaktır. Aşı, kaşı olmadan vites büyültüp virüse katılmaktır.
Bu karışık trend karavanayı da bozar. Kırkları bezdirir. Usandırır. Eğer uslanılmaz ise keseye, arınmaya bez sabun yetmez...
Bet benizli billur kent kazan karası, kömür isi, ateş dağlaması, virüs harlamasıyla harcanır gider. Kazana kanıp virüse harcanma güncellenir.
Kazan, virüs başı olma, panayır cümbüşünün ve işlenen cürümlerin yumuşak ateşte pişirilmesinin hesabına çekilir. Karma karışıklığa negatif katkısı hiç yok sayılamaz. Yok da sayılmamalı.
Virüs kazanında kaynamanın sonu otomatikman odun ateşi...

İRTİFA KAYBI-YÜKSEK İRTİFA...
Olağan dışı zamanlarda, olağan dışı davranışlar, en değerli en gözde yakınlıkları bile yerlerde süründürür. Yüz düşer. İrtifa kaybı ile yüksek irtifaya bir arada ayni anda katlanmak zorunda kalınır. Yani Corona virüs yakaladıklarını kendine dönüştürür...
Belli belirgin, terliksi hayvan şeklindeki dönüşüm, kabahatli hava değişimleri ve hararetli hava basmalar her ihtiyatlı ihtimale eğilmeyi de erteler. Belki evrensel travmanın bir kötü rüyadan ibaret olmadığı yönünde ikilemler takılır akla. O kadar. Ama hızla acı gerçeğe ulaşılır. İrtifa kaybına kolaylıkla erişilir. Coronaya...
Soluk kanıtlar ışığında dünyalar kararsa da, çıkar yol sunmak deniz seviyesi alışkanlığıdır. Tamamen her gün aynı koşullar olmasa da, günden güne durum fecileşse de irtifa kaybını asgaride tutmak doğru maksatlı akışkanlıktır...
Hangi banal fikrin peşinde kurgulanmış bir senaryodur bu olağan dışılık. Corona. Doğanın pis oyunu bozan hanlesi mi yoksa. Neyin nesi, kimin fesi, bu önyargı düzenekli, kurulu düzen bozan arsız davranışlar. Hele ciddi miktarda mesafe tanımama. Araya mesafebi en az bir metre. Etraflıca düşünüldüğünde tavır ve eda, hal ve davranışlar sıradışı gerçeği ortaya koyuyor. Garantisiz kaynak kullanımı ve hala kula kulluk...
Virüsten çekinmemeyi teşvik eden, edeni edileni aynı davranışın ürünü. Önü arkası düşük yoğunluklu yorgunluk. Harbiden akıl yokluğu. Olağan dışı ortam hazırlığı. Hazırdan yemek. Ve sıralı ölüm bulaştırma...
Corona virüsün pervasız işini kolay hale getiren, pervasız davranışlar en özel, en güzel günleri de virüsler. Varislerini yer bitirir. Bu olağandışı günlerde olağan dışı davranışlar köklü değişimin, köksüz gelişimin fark edilmesini de sağlayan unsurdur. Diğer yandan sınırlı ve kısıtlı alaka, yarınlara yabancılaşma hissi de olağan dışılığın ilk işaretleridir. Görülüp de görmek istenmeyen etik karmaşa gözleri karartır. Corona Tayfunudur bu. Acımasızca bulaşır.
Aşina olunan muhalefet girişimleri, kaosu kavrayış inceliği ve reddediş inisiyatifi tüm haklı haksız heyecanları ve betwrin beteri olacakları corona tusunamisine bağlar. Aklı sıra kurtulur...
Oysa heyecanla beklenen olağan dışı davranışların asıl nedeni, nitelik ve nicelik kaybıdır. Kolayca özümsenmeyecek bir temaşa, bitirme aşaması tam çadır tiyatrosudur. Günlük gündelik sefa iletişimleri. Kütlesel küçülmedit. Kumaş ve temas defosu. Virüs deposudur. İrtifa kaybı, hemen peşine bocalama.
Boca edilen onca önlemin sonu ise karantina. Yetmediği takdirde tecrid...
Müsaade edilen koşullarda davranış ve virüsü kabulleniş ile hayat bir nebze daha olağanlaşır. Sözde özde kısmi ayrılıklar yaşansa da. Boş rüyalar dolar. Olağandışılığa bir katkı daha yapılması engellenebilir. Bizzat irticalen ilginç yaşam öykülerine kalemcilik prim yapar. Karadeliğin alternatif güç üretimine olağandışı köstek şekillenir. Tüm köstebeklere karşın büyük ölçüde iyi niyet. Virüs talanını telafiye hizmet. Ancak tüm yaratıcılıkta bir yere kadar...
Olağan dışı davranışlara devam açıkça irtifa kaybını hızlandırır. O yüzden bir ara olağanüstü hal tatbikatı başlayabilir. İşte o vakit en gözde ve en istisnai olanlar da olağandışı sayılabilir.
Corona virüsünün dünyalara bulaştırdığı şimdilik irtifa kaybı, yüksek irtifa dengesizliğidir.
Ve denge ne zaman tekrardan kurulur, anca Coronaya bulaşmayanlar görür...

FES BAŞA...
Kenarsız kırmızı renkte Skoc serpuşu fes, fez ilk şapka reformu. Kılık deformu. Kraliçe marifetiyle. Tam 250 yıllık direnişten sonra fes başa. Fes ayni fes...
İlkin Kalyoncu neferatı nezdinde. Selamlık resmi hatıratına. Fes başa...
Çıtadan çıkrıklar susunca, çıkıntılara sosyal hayat desenli bir giydirme. İhanete dönüşen asriliklere de aksilik. Aksi, nakli, aslı himaye usulünde harcanmaya, harcayışa, doğal yaşama kasta dönük. Farkındalık yaratmadan fes başa menfaatlenmesi.
Esef verici fes giydirme tazyiki. Eksik operasyon. Düpedüz birlik, dirlik, düzen fesatlığı. Ümmet, himmet, kısmet mistizmi. Mankafa mülk işgali. Hariçten konma, kondurma, başa fes koyma, çorap örme taktikleri...
Banal sömürgeleşme süreci, çözülmüşlük ve çürümüşlük sonrası. Önce gelenek ve görenek kitabının bozulması. Veya terten okunması. Sonra yerli yöresel haritalar ile oynamalar. Mistik havaya fesat bulaştırma. Akıbet ayan beyan belli musibet. Hain virüs...
Vira gurur kırılması. Fes başa, kuzgun leşe. Devlet zayıflığı. Devletlu ayıbı...
Medeni cesaret çuvallaması. Rastgele yuvarlanma. Silindirik fes. Sikkesine bir gemi dolusu kırmızılı dokuma. Yük ağır. Bedel ağır. Maviye dokunaklı bir kıvılcım. Reçine kokulu çağlar. Fışkıran sinsi fiiller. Ve sefillik. Sefil ses perde perde. Dokuma tezgahında fes kumaşı. Durduk yerde işitilmez bir dürtü. Ürküntü. Dün bugün arasında yine fes. Fes başa...
Ne malum tüm fenalıkların festen ve kasten olmadığı. Karışık aksettirmeler, aldanışlar ve gönül kabartmalar. Kenarsız köşesiz sarhoşluk. Serde boşluk. Üstelik puştluk da var ise fes başa. Anlık dakikalık paşa olma. Sonrası büyük olay...
Avlu dizilmesi, havlu ezilmesi. Bavul dolusu duruş ve duruşun iki bedene bölünmesi. Hilkat hali. Haliyle kan kırmızı ve püsküllü...
Dillerde gevelenip yutulan, manevi değer milli edep diye yutturulmaya çalışılan diz çöküş. Demir çivili sendeleme. Lafta yepyeni bir alem yaratma sevdası. Aleme ıslak bir şıpırtı. Edepli edepsiz arz, iddialı sunum. Arıza. Arzı endam. İmzası çatlak çığ. Çiğ süt emmişlikle tamamlandığı varsayılan ise püsküllü serpuş, fes...
Fes başa, yüzde peçe. Yanık pençe. Zayıf ve dokunaklı heyet. Hayret kabarması. Kuş uçar kervan geçmez yerlerden saçılan frenk üzümü. El, baş freni. Ve fena kapışma...
Bastırılmış içgüdüleri, yüzleri kızartan bir şahlanışla harlayıp, isyanı tam göbeğinden çatlatma. Boş kafalara, alev vücutlara ıssız deniz, kara çöl ümitsizliği. Boğazlarda düğümlenen yakıcı sıcak nefes. Enfes bir kandırmaca. Feci bir aldatmaca...
Fes başa, akıl rafa. Her şey bedavaya hovardalığı...
Kahküllü çığırtkanlık. Kenarsız köşesiz Scotch usulü kırmızı. Koç kan rengi, Sultan fermanıyla. Tanrı emriyle. Kraliçe marifetiyle...
Kuru çölde geçici vaha etkisi. Vahşi gölgelik, siperlik halleri. Fes başa, baştan sona sadaka. Sadakat sazlığı. Virüs kafesi, kafeslenme.
Fes düştü, kel kabak, baldır çıplak bir güzel göründü....

PATATES KAFALILAR...
Bu Corona öyle görünüyor ki, öncelikle kendini nimetten sayan cahil cühela patates kafalılara bulaşacak. Ancak kimin çevresinde, cümle civarda, hatta familyasında bu patates kafalılar yok ki. Öyleyse toplumsal yıkım kapıda. Güçlü devlet refleksi ile ciddi önlemler alınmadığı takdirde, yaptırımlar cezai müeyyideye bağlanmadığı takdirde corona illeti daha da azacak gibi...
Özellikle emanete ihanet eden patates kafalılar, asla kendini suçlama emaresi göstermeyen, büyük mirası hiçe sayan, varlık budalası patates kafa zihniyet corona sinyallerine gözü kapalı atılacak. Cehalet perdesi kendini evrensel salgından kurtaramayacak. Vicdani ölçülerde davranmayıp, ha bire hayal kırıklığı yaratan bu patates kafalar yüzünden felaket şimdilik önlenemez gibi görünüyor. Fiziki dünya corona ile bağlantı yollarını budarken, patates kafalar çuval bedenlerini sakınmaksızın virüse sunuyorlar. Macera peşinde sürüklenen, hikayesi meçhul, övündükleri maneviyatı çoktan çökmüş, insanlığını tüketmiş bu patates kafa zihniyet cenaze törensiz gömülme hevesinde. Gömülürler.
Uzun yıllardır topluma rehberlik eden bu cahil tayfa, bu patates kafa güruh, kendilerini taşralı ihtirasıyla corona partenerliğinde maskeli baloda farz ediyor. Mahsen ahlakı. Tabut budalalığı. Tabu korkaklığı.
Corona ile ahbaplık güden, bir yandan da lanetler ve dualar okuyan bu patates kafa cehalet, civar köşe kan içici hayalet arıyor. Belasını arıyor. Aranırken anlık ihmal tüm ihtimalleri bitirecek boyutta. Seyrediyor patates kafa, bir türlü kafa basmıyor. Hala dağın doğurduğu fare kükremesi. Virüs corona dünyaya musallat olmuş, musallalar dolmuş taşmış, cesetler yakılıyor patates kafalılar hala muziplik peşinde. Alaycı. Ölümün eşiğindelik şiddetli uyarılara rağmen yeterince görülmüyor.
Bu Corona, vaziyet böyle devam ederse tez zamanda önce patates kafaları yutar. Sonra da tüm yurdu...
Kendilerini nimetten sayan, bulunmaz velinimet gören, eğilim ve tercih yalpası bu patates kafalar, bu Corona ile olmadık yer ve zamanda haşır neşir olurlar. Ne yazık ki her ortamda hatta en temiz familyalarda bile varlar. Varı yoğu iki atımlık barut.
Maaleaef bu ayarsızlar yüzünden direnç seviyesi de gittikçe düşer. Derhal gerçekleştirilmesi gerekenler, gerekçesiz savsaklanır. Corona ile savaş uzun sürer. Belki de acı kayıplar verilerek, savaş kaybedilir.
O yüzden nimet, himmet ve hikmet yoksunu bu patates kafalar, farklı ve radikal metodlarla bir an önce uyarılmalı. Uyarılmalı. Uydurulmalı...

Hiç yorum yok: