FUTBOLDA TEK TABANCA REJİMİ BİTECEK Mİ?
Futbol da güzel olacak gibi ama bu gidişle zor. Milletin
kurtuluşunun mihenk noktası seçim sezonunda, faşizmin gölgesinde futbolu da
orta çağ karanlığına çekecek proje teoride tuttu, pratikte tutmadı. Olan
milletin parasına oldu. Memleket futbolu gelecek sezon da tek tabanca rejimi
etkisinde kalırsa kurtulamaz...
Tümden suni kurguya direniş neticesinde, futbolda da iyi bir
şeyler yaşanabileceğini Kanarya memleket gündemine soktu. Bir nebze de olsa
altüst edilen moraller yakılan Fener sayesinde düzeldi. Sahada ve tribünde
memleket değerlerine bağlılık ve sahip çıkış güncellendi. Muhalif tavır
yüzünden gündem korakor mücadeleyle pozisyon pozisyon gerçekleşmesi dışına taştı.
Memleketin en büyük takımı bu sebeple kaç şampiyonluktan oldu, sayı saymayı
bilmek lazım. Biat etmeyişin ceremesini ilerde tarih yazacak. Bu dönemin tarihi
illa ki yazılacak…
Hatta düşen takımların idari yapısının siyasal ağırlığı
irdelendiğinde Kanaryanın sırf bunlardan en büyük darbeyi aldığı görülecek.
Niçin aldığı netleşecek. Fenere karşı canını dişine takan bu düşkünlerin diğer
paydaşlarına nasıl ve niçin kuzu kesildiği de anlaşılacak. Yani bu devrin
deviricileri, futbolun çehresini de değiştirmek adına, futbolda her şey çok
güzel olacak sinyalini yıllardır görmezden geliyor. Kanarya en umulmadık
anlarda sırf bu yüzden sahaya çakıldı. Yok başkanmış, yönetimmiş, transfermiş,
bu zaaf polemikleriyle izah edilemeyecek bir durum sözkonusu. Kim ne derse desin
iktidara muhalifliğin faturasıdır ödetilmeye çalışılan...
Futbolun fıtratında bu var bile denmiyor artık. Çünkü ayan
beyan ortada her şey. Bir kez daha futbol tanrısı, siyasal iktidar ve
muktedirin toplama takımları yol kesti. Yıllardır can siperane mücadele eden
Kanaryaya yine geçit verilmeyince çok gecikmiş şampiyonluk hevesi yine çimlere
gömüldü.
On yıllardır söylenip durulan top yuvarlaktır ve maç sahada
kazanılır resmen tırpanlandı. Sonuç itibarıyle futbolda hayata geçirilmeye
çalışılan proje, projenin sahibine, takımına ve mihmandarlarına karşı, geç de
olsa maratonu göğüslemek gittikçe zorlaşıyor.
Tıpkı ikinci tur seçime hazırlanan ülke muhalefeti gibi. Bu
pazar çarşı pazar karışacak. Ülke siyaseti ve futbolu on yıllardır içten içe,
ele geçirilen kalelere bir yenisini ekleyecek veya eklemeyecek kararını
verecek. Kale içten fethedilemedi. Kale
düşmedi ise şimdilik. Fener yakıldı, yerden göğe haklı isyan yarımadaya
yayıldı. Bu kez milletin cebinden apartılanlarla kurgulanan zihniyet kaybedecek
mi kazanacak mı işte o belirlenecek. Masa başı oyunlarla bertaraf edilme
girişimleri ve olası skandallar, var yok arası şaibeler ortadan kalkacak mı
devam mı edecek işte o oylanacak. Yani her şey projeciler lehine mi güzel
olacak, ya da bir tılsım değecek herkes için her şey çok güzel mi olacak oişte
o belirlenecek. Yani Tek tabanca rejimi
her şeyden elini eteğini çekecek mi? İşte seçim bu seçim…
Başta mevcut iktidar, muhalefet, federasyon, hakem komitesi,
war, her düşünceden her inançtan taraftar, ortak bir hedefe kanalize edilip
kilitlenirse Millet hakkının gaspı palazlanmaz. Eğer karşıtlık cephesi
daraltılırsa daha çok acılar çeker ülke futbolu. Hak yerini bulmaz. Batıl
kazanır,
Tek parti, tek tabanca rejimi futbolu da kurduğu hegamonyaya
hizmete tabi kılar. Futbolda profesyonellik ve sportmenlik tarihe karışır. Yani
futbola siyasi darbe yapılır. Ve bundan sonrasında sanki futbolda her şey çok
güzel olmaz. Kafa kulüpler bile alınır satılır. Belki de istenen gizliden
budur.
Ve çıkar birileri ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’ diye bir
kitap yazar, alavere dalavereleri bir bir kayda geçirir. Ama iş işten çoktan
geçmiş olur. Futbol ölür, yaşasın fitbol…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder