KÖR GÖZE MİL...
“…Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor; Gözüne mil çekilmiş
bir âmâ gibi evler…”
Yirmi küsur yıldır lafta şu kadir kıymet bilen, şu ulu, ala,
şuurlu cumhurun iki gözüne, gönül gözüne mil çekilmiş gibi. Oysa bir ortaçağ
ezası, göze mil çekmek, mille göz eritmek. Göz kapaklarını yapıştırmak. Kalp
kapakçıklarından kan kaçırtmak. Bu yakıştırmanın yakın çağa izdüşümü ise kızgın
ve yüksek voltajlı cam kavanoz. Kaçak elektriğin uzunca süredir çıplak gözlere
teması, mecburi istikamet kalp gözüne iltimas. Ancak asrın teması ne yazık ki
gözleri eritmiyor, eritmekten beter ediyor. Gönül gözünü taşlaştırıyor. Kör
göze mil hesabı...
Yıllar yılı asla kadir kıymet gözetmeden eritmek ki ne
eritmek. Yüzlerce yılın birikimi çeyrek yüzyılda bir güzel lapa. Eritildi her
şey. Sevgiyi de saygıyı da eritip bitirdiler. Kaygı dağları beklerken,
milyarlık öz değerler kaşla göz arası eridi gitti. Erittikçe erittiler ve
sadece gizli kasalar şişti. Devasa kabardı gizli hesaplar. Denizde karada hatta
havada ne varsa iç edildi. Oysa hiç de gizli değildi yapılanlar edilenler.
Aleniydi her şey ama sanki gözlere mil çekilmişti. Gönül gözü kör. Öyle garip
bir hal ki; gözler milli, kulaklar cihazlı, diller lal. Eller görmüyor,
duymuyor, söylemiyor. Cumhur resmen sırça köşke tapar vaziyette. Akıllar, yarım
akıllar mankurt misali...
Kahır biriktiren kadir kıymet bilmeyen formda bilinçsiz
kölelik, bizzat köleleştirme versiyonu. Milletin gözüne gözüne sokuldu
montajlananlar. Gözlere mil çekile çekile militarizasyon. Engizisyon, sansasyon,
bilumum sosyalizasyon. Bir adım sonrası bir ulu millet ki desem mi demesem mi
ayıbında. Yolcu yol ayrımında. Sinik seçmen, seçsem mi seçmesem mi? tereddütlü,
hamiline terennümlü...
“…Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki
yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler…”
Kadir kıymet bilmeden salt istikrar diye diye tam bitmişken
sil baştan. Gözlerde mil, kalp gözü kapalı aykırı düzeneğin işleyip işleyeceği
son güne kadar. Buraya kadar demeden toptan akla zarar beka meselesi. Sığıntı desteklerle
seçim güncellemesi ve teami tesellisi...
Kanı akmaz kadir kıymet bilmez toplum mühendislerinin
gözlerine mil çekilmemiş besbelli. Topu milföy hamuru yumuşağı. Yağlı, yağcı ve
yağmacı. Paracı, palavracı, cingöz, paragöz. Yemlenince kadir kıymet öğreten
mekanik gerçeklik pozu üzerinden cumhura milli ve yerli varyantı yedirme
peşinde. Peşin fiyatına 'Dingil veya aks yalnızca eğilme gerilmelerinin
etkisinde kalır. Burulma gerilmelerinin etkisinde olmaz. Yani herhangi bir güç
aktarmayan destekleme elemanıdır...' ilanı. Sıkı elemanlar başta uçuk grafikler
sallasa da yıllardır tam hedef, sürekli aynı oran kırksekize elliki...
“…Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer
tâkı, gölgeden taş kemerler…”
Bu sere serpe açılıma saçılıma göre, gözleri millenmişler sıkışınca
kader deyip, kadir kıymet bilmezler. İttifaklı işleri sadece işlerine
gelmeyenleri mimlemek olur. Topu buyurulmaya burulmaya hazır elemanlar. Bunlar
zil çalınca üç paraya anında milleşirler. Gong vurunca envaı çeşit milletten
sığınmacıyla anında yerli ve millileşirler. İşletsel ilim bilim mekaniği...
Mıhı çıkmış dünya mili; gücü veya hareketi iletmek için
kullanılan dairesel kesitli ve genellikle dönen parçadır, diye tanımlar. Kadir
kıymet gaspı iyice açığa çıkınca, asrın millicileri derhal minali sürerler
ateşe. Milvari versiyon palazlanır. Böylece tekrardan gözler minelenir,
tekraren gözler millenir. Gözlere mil gönül gözlerine ayar çekilir. Seçim geçim
bahanedir, ahval ve şerait resmen bu minvalde minarelenir...
Son seçim olmaması temenni edilen son seçimde, gözüne mil
çekilmişler, lafta kadir kıymet bilenler, gönül gözü körler, ikiye bir çatladı
kapıya zor yetişti. Şimdi suskunlar ama pek yakında makaralara aynı film
sarılır. Jenerikte alayı hülya, alayı bela kutlanan filmin bilmem kaçıncı zafer
haftası söner. Şu ulu şuurlu, şartlı şurtlu sayılan cumhurun dili illa ki
çözülür. Yine en başta onlar ağlar sızlar. İşte o zaman, vakti zamanı gelince
bu ortaçağ heveslisi mil çekili gözlere, gönül gözü körlere, onlara kananların,
yanaşanların topuna kadir kıymet gösterenin çapına kirli çarkına. El ense göze
parmak, aklına mıh...