KİTAPLI KİTAPSIZ KİTLENMESİ…
Kitabın ortasında
yazanlara göre, kiti hiti bitlenince, çapsızlıkla iyi kötü birlenince kitlenir hayat.
Sadece kara kaplı kitap açar bu hayati kilidi. Tarifi yoktur kitabın da
kitapsızlığın da. Arifi naifi vardır, yazılmışı basılmışı vardır. Yaprak yaprak
dökülen, fetbazlara filtre, dilsizlere din, cibilliyetsizlere illiyet vardır tümünde.
Sonbahar havasında bile okunan. Ve okunmadıkça kitaplara bağlı olmayanların
hayatla bağı zayıflar. Kitaba bağlanamayanlar, kitaba bir dakika ayırmayanlar hiçliğe
bağlanırlar çok şey pahasına. Ne yazık ki bilgi çağında bile asla bilemezler
hayata dair tabirleri...
Tabii ki kitaba bir dakika ayırmayanlarla bilgi çağında yaşamak zordur. Yaşanmaz da. Oysa kitap bilgi, bilgi güçtür. Sezgi kazandırır, sevgi öğretir, saygı benimsetir, düşün anımsatır. Kitapsızlar ise çerden çöpten, sokma akıl, kulaktan dolma, her şeyi bildiklerini zannederler. Dil ameliyle bilime saldırılar, bilime inanmazlar. Hep bilinmeyene, bilinmezliğe tutkulanırlar. Zihin tutukluk yapınca da alt beyinlerinden vurulurlar.
Kitap yerine kitapsızlığı
seçmek, doğru seçimlerden uzaklaşmanın ilk emaresidir. Hayatı okumakta,
günceleri dokumakta, doğruyu yazmakta bu nedenle zorlaşır. Hayata tutunmak da,
yazgı da güçleşir…
Her yeter yanlışı, beter
hatayı, heder olanları görmezden gelerek yazıcıya, yazgıya bağlamak kutsal
kitap kitapsızlığıdır. Bir başka açıdan da resmen kutsal emanete ihanettir. Kutlu
ve kutsal kitap düşmanlığı, kapsayıcı kitaba düşmanlık kitaplı görünme riyakârlığı
ve sahtekâr imansızlığıdır. Bu ikiyüzlülük veya yüzsüzlük raflar dolusu günah biriktirir.
Bir çırpıda yüzleşilen ise bir dakikayı kitaba çok görme günahkârlığı ve günah
bataklığında bocalamadır.
Ve bir saatten sonra raflar
kitap tutmaz. Sanki kitapsızlığı kusar. Kelimeler boğaza dizilir ama yutulmaz. Kel
alaka bir dakikayla kişisel gelişim ve gelecek sekterlenir. Kalite kabızlığı
yaşanır, ömür boyu. Yarınlar kirlenir.
Öbür taraftan kitaba
bir dakika ayırmayan kitapsızlarla, kitap sayfalarına umudu sıkıştıran kitaplılar
ve hitaplılar bilgi çağında kapışırlar. Öyle ki kapanın elinde kalıp, evir, çevir,
devir okunan klasikler bu kapışmaya çağlar öncesinden ayna tutar. Hemen hepsinde
aynaya bakma cesareti gösteremeyen kitapsızları, tadı damakta kitaplar dünyası bir
dakikada ölüme mahkûm eder. Ve kusursuz denge böylece kurulur…
Bir anda dengi,
dengesi, çehresi şaşanlar ise kitapları hiçe sayanlar ve aklı sıra kitapsıları
raflayanlardır. Açık seçik arafta kalanlardır. Çarpık çurpuk beyancılardır. Kitapları
değil nesnel duyarsızlığı mukavva kafalarına hapsedişle insafsızlaşan da
onlardır. Bu kitapsı aklanmanın suni ürünüdür. Azalan değer yozlaşması, kitapsı
hevesiyle kitapsızlığın bizzat saklanmasıdır.
Kitapla bir dakika,
ömrün son deminde bitap düşenlere ilaçtır. Dopingtir. Kitapla bir dakika koca
bir ömürdür, geleceği kuran umuttur. Dünyalar yıkıldığına aldırmadan kitapsızca
sevişmek ise boşa giden bir dakikadır. Hayattan çalınandır.
Bu yüzden her devrin
kitapsızları, şerefli kitapların şerbetinden içmediklerinden mutlak surette, sürekli
tıkanırlar. Paslı tırnakları daima kaya taşa değer. Değer değmez hiç düşünmeden
etrafını kırarlar, dökerler, incitirler. İnsan gibi pişman olmayı dahi
beceremezler. Kusura bakmayın bile diyemezler. Haliyle kitaba bir dakikayı çok
görenlerin çoğunlukla dinleri de, dilleri de sürçer. Süzme akılla
kavrayamadıkları ayrıntılarda küçük kıyamet ararlar. Dahası yok eninde sonunda belalarını
bulurlar…
Gümüş şamdanlardan akan
sıcak mum damlaları, şamar gibi iner suratlarına anlamazlar. Tıslayarak geçer
gider güzellikleri görmezler. Çirkin dünyanın badilerine dönüşürler. Keza yılanlar
da deri değiştirir. Değişmeyen tek şey ise kitabın ortasından okumaktır. Kara
kitaplıya kitapsızlığı yazmaktır…
Anca okuryazar
seviyesindeki kitapsızlar bunu da anlayamazlar. Sanki çok kitap yutmuş gibi,
kalem tutmuş, mürekkep hokkasına divit uç batırmış gibi, kalemi silah farz
etmiş seri sıralamış gibi muadili-dengi masalına sığınırlar. Belgelere yalan yanlış
beyanlarla acizliklerini kapatmaya çabalarlar. Elbette nafiledir. Dengi dengine
buluşup, kurup, buharlaşıp tütsülenmek ise başka hikâye.
Türlü çeşit koca koca
yalanlara sarılmak kitapsızların hayat dengesizliğidir. Gün gelir topunun dengi
kuşağı çözülür…
Kitaba bir dakika
ayırmayanların denge ağırlığı dengesizleşince, o bilindik duruş kaybedilir. Muvazene
kayar, balans bozulur, devrilme gerçekleşir. Akıl ve ruh uyumu biter. Ağırlık
merkezine dayanak desteği de ters yönde işlediğinden uyurgezerlik hiçbir işe
yaramaz. Çünkü maddi manevi muhasebe günü yaklaşmaktadır.
Ve kitabın ortasından
okunduğunda kim kitaplı, kim kitapsız, kim hayati kitlenmeye sebep bir dakikada
belli olur…
ROL MODEL SİYASETİ...
Siyasette rol model olmak önce cesaret gerektirir. Sonra kollektif
bütünlük, eşgüdüm, direnme ve dayanışma azameti. Komplocu taktik
varyasyonlardan sıyrılma becerisi. Kadrosal pratik, devrimci ve ilerici bir
ruh. Eylem ortaklığı, politik çizgi ve üslup dengesi. Ve katı prensipli
tutarsız dayatmalara da kutsal isyan...
Şüphesiz model olmak ve rol modeli bulmayı aramakla geçer siyasi hayat...
Siyasal hayat bu çerçevede insanlara binlerce insan tipi ve siyaset profili
sunar. Sunulanlardan seçilenlere ise sırtını dayama cesareti gösterilir. Umut
ve inanç daima bu eylemselliği dayatır.
Ancak siyasi hayatın, kimin kurban olacağı belirsiz bir sunak olduğu asla
unutulmamalıdır...
Unutulmamalı ki ruhuna siyaset virüsü bulaşanlar, hakim algının kırılması
için özel ve öznel girişimler dahilinde dört bir yana savrulurlar. Bu uğurda
tarihin kaydetmediği kazanımlar için bile bir ömür çekincesiz feda edilir.
Basit ve hedefsiz kalmaktansa, lafta siyasetin rol modelleri bir şekilde pik
yaptıkça toplum ve gelecek adına hırslanılır...
Ancak arsız ve içine kapanık rol modeller, siyasetin evrensel kurallarını
hiçe sayar. Bunlar hiçliğe tutsak olana dek genetik kodlarını saklarlar. Pergel
açılınca pervasızlık başlar. Yıllar yılı edinilen unvanlara hiç aldırmaksızın
geniş açılımlı daireler çizerler. Güzergâh oldukça sıradanlaşır. İşte kendi
çizdiği dairenin içine hapsolmak budur.
Böylece bambaşka dünyalarda, akla hayale gelmez rol model olmaya yelkenler
fora edilir…
Çünkü siyasi arena hırçın dalgalı bir denizdir. Ne yazık ki safdışı
edinceye, saf dışı edilinceye dek sürer kutlu macera. Seyir defteri dolar.
Diğer yandan boşa meşgale sayılsa da siyasette saygın kimlik olma, kendi
çapında rol model sayılma uğruna evrensel düşünce disiplininden kopmamaya
çalışanlar vardır. Varlık da dirlik de onlardır.
Ama dalgalı denizde örnek alınan insanlar yani siyasi insanlar, valık
darlık açmazında bir anlık bocalayınca boğulur. Beter boğuluş gerçekleşir.
Yanbi ssığlık ve yamaklık uzun soluklu siyaset yolunu kısaltır...
Kısa dönemler baz alınarak güdümlenen tekilci, şekilci, tekelci, oportinist
itaat bağlamında değişen ve dönüşen siyaset, asla düzenleyici ve dönüştürücü
olamaz. Pikapta plak döner ama dip süreci yaşatır. Siyasi hayat sesli veya
sessiz, kanlı veya kansız müdahalelerle ekseninden kayar. Rotasından kopar.
Şartsız, ideolojisiz bir sistemsizlik sistem olur. İstim üzerinde geçen uzun
yıllardan sonra istiflenen eylemsel pratik de tersine işlemeye başlar. Ve
demokrasiyi yaşama, yaşatma ve yayma hevesi zedelenir.
Bu arada rol modeller de bir çırpıda çark ederek statükocu mekanizmanın
güdümüne girer...
Böylece bir sonraki rol model durağı iyice belirsizleşir. Bu aykırı gidişte
siyaset kompartımanından insen ne çare, binsen ne çare. Düşülür ve gaye oyundan
çıkmak olmasa da tek perdelik oyun zaten bozulur. Ve ölmedikçe rol model çukuru
en lazım olanlara dahi çıkış izni vermez. Tarih rol model siyasetini siler,
kusar ve gömer...
Yani siyaseti siyaset gibi hayatına katmayanlar asla makul sayılamayacak hatalar
girdabında siyasi entrikalar dolabında havasız kalırlar. Cılız bahanelerle günü
kurtarma çabaları da güven aldatmacasını tetikler. Siyasi hayat çapraşık
çırpınaşlarla tek celselik duruşmaya döner. Zaten güven kaybı bir kez yaşandı
mı siyaset yama tutmaz. Ve siyaset tutkusu kronik bir rahatsızlığa evrilir.
Evvel emirde, işleyen kronoloji uyarınca siyasi hayat sonsuz evrenden
alacaklarını bir bir tahsil etmeye başlar. Tarihi tahsilat başlayınca ilk önce rol
model siyasetin kültleri ve rol model sayılanlar ödeme kuyruğuna girmelidir.
Ancak ara ki bulasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder