3 Şubat 2019 Pazar

Bayraksız gemi

Bayraksız gemi

Doğa korkunç ürpertilerle gerilince
kara dalgalar yayıldı
çıplak sahile…
Buz dağı değdi ateşime eridim…
Sona doğru gelinirken silindi yazılar
fitil oldum ateşsiz lambaya.
Yazdıkça yandım…
Boyutsuz sıradanlıktan tam kurtulacakken
üç boyutlu resmi deldi bir acayip güç
kara deliğe üflendim.
Fotoğraflara kıyamadım.
Kıyametin tam ortasında
forsalar uyandı.
Fosfor parlağı kovalıyor artık güçsüzleri.
Gülümseyen fırtınada battı filikalar
hoppa coşkular düştü kucağıma.
Ayni sicimle düğümlendi anılar.
Gökyüzü ıslak deniz kuru…
Kurulu düzen kuruntusuyla
cepheler kuruldu hudut boyu
ufka bağlandı acılar.
Milisler sisler arasında kayboldu
kulağım ağır işitecek ağırlıkta
bu kaçık yarıştan kaçış yok.
Sonra bayraksız gemide aylaklık
aykırı ayrılıklar sıcağında
kuş tüyü yataklar son durağım.
Bembeyaz bir kuşun kanadında tutsağım.
Tutkuyla varılan limanlar soğuk
iman tahtası tık nefes.
Soluklanma diyarında havasızım.
Dizginleri tutan el dondurucu ayaz da mosmor
yelkenler delik deşik
erken zamanda doğumun suçu bu ürpertiler.
Doğum lekesi sol mememin altında.
Ayni sicimle düğümlendim gökyüzüne.
Temel atıldı ak sulara
Maya tuttu
kurdeleler kesildi mermer anıta.
Uğursuz makas kör
cenaze törenini doğradı.
Dirgenin ucunda töre bedduasıyla.
Beynim karıncalanıyor fitil ateşlendi
El bombamın pimini çektim
Mezarımın başında oturdum
bekledim ki gelecek o eşsiz gürültü.
Yanılmışım çok yanılmış gelmedi.
Doğanın kanunu işler karışılmaz işine
Sonu sonsuzluğa yazarken öğrendim...

Hiç yorum yok: