ÇIPLAK KORİDOR KORBANI
Loş bir koridor
yapayalnızlar koridoru
çırçıplak
Gülüm bu körkuyu kutlu
kurganım.
Labirentte bir loş
koridor
cıscıbıl
takımyıldızlar galaksiler korbanı
koftiliği sinsi kara
delikleri bile üşütür
evreni baştan savıcı
gücenik ışıklar ışıtır.
Hiç ilgilenmem artık
başka dünyalarla
başa bela paralel
evrenlerle
karanlık madde ve
karanlık enerjiyle.
Özgürlük tüm
ihtiyaçların özü
Gülüm göster
maharetini biraz cesaretlen
hafif uykulu gözlerin
baştan çıkarıcı
çıplak tenine giy beni
baş tacım.
Özle ve özlen.
Özlem hoş bir
karakter...
Dönme dolabın en dibi
dibin dibinde
eceldeyim bumburuşuk
çehrem kara gözlüklüler
tuzağında yasak
çilem koyu gecelerin
kucağında tutsak
terinle teninle ütüle
her zerremi ilk hecem
en şık en zarif en
doğal
anadan doğmalığına giy.
Çatışmaya girer gibi korkuyla
karışık
şirince karış kanıma
sanatsal duruşla otur
pufuna taran
anlık dokunuşlarla
uyar aklımı.
Ufala ışık kırınımlarını
benliğimden içeri
dirençle yaşa ve
yaşat...
Peşimde loş bir
koridor zıplıyor
çıplak çatlak bir
şeytan çıkmazındayım
ıslak düşlerin
serinliğinde
serden geçip çıplak
tenime giyerim seni.
Başak sarısı hevesim
boşluğa asılı
Aslım nefesin nefesime
mahirliğini katsın.
Uykucu bir tutam
yıldız ışıtsın göğü
gönülden içeri loş
koridorlar korbanı
usturuplu aydınlansın
çırılçıplak.
Pertev baş tacımdır
ilelebet...
Çıplak tenin şavkır
loş koridorlara
bir yaz güneşi
aldanmasıdır her hazan
kırpık kırpık anılardan
kalan
şevki zevki peyki sonradan
hissedilendir.
Çıplak bir duygudur
aklı karıştıran nazan
giysi ve çıplaklık
üzerine harmanlanan.
Tarihi bir
yanılsamadır nalan.
Loş koridorun yamasız
ışığında
bebek gibi emekler
zemheri çıplağı.
Korakor anılar
yumağından bir ilmik sökülür
en çıplağından baş
tacı edilen
tüm dokulara en hassas
dokunan
kor ateş korbana
dökülür.
Genel yargı loş
koridor yazgısıdır…
Çıplak koridor
korbanında
Deniz yangınına kan
kırmızı pareoyum
sakınmadan sarın eksik
parçam
elim belim dilim
paramparça.
Hayalim en can alıcı
parıltılar bezekli rengarenk
sar eziklerimi
oyunbozanlık etmeden
boş ver mızıkçı koridor
sakinlerini
loş liboş bataklığının
karabataklarını
ne oyum ne buyum
istemezim maskaralığını
dikalası sensizlik diğer
herşey koca yalan.
Hoş kokulu karın
yumuşağına yatır korkularımı.
bir batında doğur batan
güneşe
Denizi deryaya sinsin
kokun
kara gecelere gökyüzü
masmavine kar.
Kim içinde yarasın kime
yaratılmışsın vazgeç
durulma zamanı çoktan geldi
de geçiyor
durma çıpıl çıplaklığına
sar bedenimi.
Vücuduma nefes aldır
enginlerde en derin
maviye saldır
ıslak düşlerin
serinliğine ser ateş başımı
deliren düşüncelere
doğayım yeniden.
Lahitlere titrer vahşi
ruhum
çıplak beden üzerine
ipek tül alışkanlığındayım
kentin kırmızı saçaklarına
sürülsün abıhayat
sensiz damarlarım
çırılçıplak.
Her kıvrımında bildik renk
billur ses
gramofonda cızırtılı bir
taş plak
helezonik şarkıya cız
etsin yaralı yürek
yürekten çıplak
dudaklarına sür beni.
Altın lepiska saçların
gölgesinde öp
al basma parlaklığını
giydir
çatlayan cildimin
kurumuşluğuna
dumanlı gözlerinin
yeşiline hapset
tüm varlığımı çıplak
ve ıpıslak.
Dağ başını ateş almış
ateş ateş ışıyan
vücudunun ahengine
organize kurulsun yüce
divan.
Ölü hücreleri
yenileyecek bir kıvılcımsın
sütbeyaz su gibi akan.
Pul pul soyulan
soyunukluğunla doyur hafızamı
nasıl zevk alınacağını
bir bilsem
hafif köpüklü ve saf
sütlü öğret
azı karar narince ve
yeterince azıt.
Bendime kemikleşen
desenler anadan üryan
gör benliğimi sor anla
ve beni bana anlat.
Dertler şahı Derdodur
bereketlenen…
Leylim loş çıplak
koridor korbanında
lacivert siyah denizi
çek üstüne
çırçıplaksın üşüme sevindir
bendenizi
baştan kara ışık baş
tacı aşk sönmesin
gül kokan nefesin son nefesimdir…
Dor düzeni bir
korgandayım
loş koridorun dibinde
hoş bir düş
o düşü düşer kalkar
sahibine saklarım.
Uykunda hafifçe soluna
döndün
örtündüğün parçalı
bulut mavisi gök kubbeydi
gökkuşağı yansıdı çırçıplaklığına
aksisedayı takımyıldızlar galaksiler duydu
Samanyolu utandı
ikimizden.
Loş koridor ışıdı
güller soldu.
Çıplak koridor
korbanında
kurban olduğum sol
yanım kurudu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder