HESAP KİTAP GÜNLERİ…
30 Aralık 2022 Cuma
HESAP KİTAP GÜNLERİ…
23 Aralık 2022 Cuma
ÇIPLAK KORİDOR KORBANI
ÇIPLAK KORİDOR KORBANI
Loş bir koridor
yapayalnızlar koridoru
çırçıplak
Gülüm bu körkuyu kutlu
kurganım.
Labirentte bir loş
koridor
cıscıbıl
takımyıldızlar galaksiler korbanı
koftiliği sinsi kara
delikleri bile üşütür
evreni baştan savıcı
gücenik ışıklar ışıtır.
Hiç ilgilenmem artık
başka dünyalarla
başa bela paralel
evrenlerle
karanlık madde ve
karanlık enerjiyle.
Özgürlük tüm
ihtiyaçların özü
Gülüm göster
maharetini biraz cesaretlen
hafif uykulu gözlerin
baştan çıkarıcı
çıplak tenine giy beni
baş tacım.
Özle ve özlen.
Özlem hoş bir
karakter...
Dönme dolabın en dibi
dibin dibinde
eceldeyim bumburuşuk
çehrem kara gözlüklüler
tuzağında yasak
çilem koyu gecelerin
kucağında tutsak
terinle teninle ütüle
her zerremi ilk hecem
en şık en zarif en
doğal
anadan doğmalığına giy.
Çatışmaya girer gibi korkuyla
karışık
şirince karış kanıma
sanatsal duruşla otur
pufuna taran
anlık dokunuşlarla
uyar aklımı.
Ufala ışık kırınımlarını
benliğimden içeri
dirençle yaşa ve
yaşat...
Peşimde loş bir
koridor zıplıyor
çıplak çatlak bir
şeytan çıkmazındayım
ıslak düşlerin
serinliğinde
serden geçip çıplak
tenime giyerim seni.
Başak sarısı hevesim
boşluğa asılı
Aslım nefesin nefesime
mahirliğini katsın.
Uykucu bir tutam
yıldız ışıtsın göğü
gönülden içeri loş
koridorlar korbanı
usturuplu aydınlansın
çırılçıplak.
Pertev baş tacımdır
ilelebet...
Çıplak tenin şavkır
loş koridorlara
bir yaz güneşi
aldanmasıdır her hazan
kırpık kırpık anılardan
kalan
şevki zevki peyki sonradan
hissedilendir.
Çıplak bir duygudur
aklı karıştıran nazan
giysi ve çıplaklık
üzerine harmanlanan.
Tarihi bir
yanılsamadır nalan.
Loş koridorun yamasız
ışığında
bebek gibi emekler
zemheri çıplağı.
Korakor anılar
yumağından bir ilmik sökülür
en çıplağından baş
tacı edilen
tüm dokulara en hassas
dokunan
kor ateş korbana
dökülür.
Genel yargı loş
koridor yazgısıdır…
Çıplak koridor
korbanında
Deniz yangınına kan
kırmızı pareoyum
sakınmadan sarın eksik
parçam
elim belim dilim
paramparça.
Hayalim en can alıcı
parıltılar bezekli rengarenk
sar eziklerimi
oyunbozanlık etmeden
boş ver mızıkçı koridor
sakinlerini
loş liboş bataklığının
karabataklarını
ne oyum ne buyum
istemezim maskaralığını
dikalası sensizlik diğer
herşey koca yalan.
Hoş kokulu karın
yumuşağına yatır korkularımı.
bir batında doğur batan
güneşe
Denizi deryaya sinsin
kokun
kara gecelere gökyüzü
masmavine kar.
Kim içinde yarasın kime
yaratılmışsın vazgeç
durulma zamanı çoktan geldi
de geçiyor
durma çıpıl çıplaklığına
sar bedenimi.
Vücuduma nefes aldır
enginlerde en derin
maviye saldır
ıslak düşlerin
serinliğine ser ateş başımı
deliren düşüncelere
doğayım yeniden.
Lahitlere titrer vahşi
ruhum
çıplak beden üzerine
ipek tül alışkanlığındayım
kentin kırmızı saçaklarına
sürülsün abıhayat
sensiz damarlarım
çırılçıplak.
Her kıvrımında bildik renk
billur ses
gramofonda cızırtılı bir
taş plak
helezonik şarkıya cız
etsin yaralı yürek
yürekten çıplak
dudaklarına sür beni.
Altın lepiska saçların
gölgesinde öp
al basma parlaklığını
giydir
çatlayan cildimin
kurumuşluğuna
dumanlı gözlerinin
yeşiline hapset
tüm varlığımı çıplak
ve ıpıslak.
Dağ başını ateş almış
ateş ateş ışıyan
vücudunun ahengine
organize kurulsun yüce
divan.
Ölü hücreleri
yenileyecek bir kıvılcımsın
sütbeyaz su gibi akan.
Pul pul soyulan
soyunukluğunla doyur hafızamı
nasıl zevk alınacağını
bir bilsem
hafif köpüklü ve saf
sütlü öğret
azı karar narince ve
yeterince azıt.
Bendime kemikleşen
desenler anadan üryan
gör benliğimi sor anla
ve beni bana anlat.
Dertler şahı Derdodur
bereketlenen…
Leylim loş çıplak
koridor korbanında
lacivert siyah denizi
çek üstüne
çırçıplaksın üşüme sevindir
bendenizi
baştan kara ışık baş
tacı aşk sönmesin
gül kokan nefesin son nefesimdir…
Dor düzeni bir
korgandayım
loş koridorun dibinde
hoş bir düş
o düşü düşer kalkar
sahibine saklarım.
Uykunda hafifçe soluna
döndün
örtündüğün parçalı
bulut mavisi gök kubbeydi
gökkuşağı yansıdı çırçıplaklığına
aksisedayı takımyıldızlar galaksiler duydu
Samanyolu utandı
ikimizden.
Loş koridor ışıdı
güller soldu.
Çıplak koridor
korbanında
kurban olduğum sol
yanım kurudu...
20 Aralık 2022 Salı
KÜFÜR POTANSİYELİ
KÜFÜR POTANSİYELİ
Varlık ve güce, durum ve konuma endeksli eylem yeteneğidir
potansiyel. Sosyalizasyonun da temel dayanağıdır. Ancak asosyal alışkanlıkla kalpten
geçenleri ve kayda geçenleri gizlemek ve örtmek resmen sıfat kaybını getirir. Sıfatsızlık
manalı manasız küfür potansiyelini hareketlendirir. Bu potansiyel kötüyü iyi
iyiyi kötü, olumluyu olumsuz olumsuzu olumlu gösterme ve işleri böyle yoluna
koyma vasfını tesciller. Katmerlenen küfrü adet edinme vaziyeti erinde geçinde varlıkları
inkâr etmeyle sonuçlanır. Ağırdan varlığını hissettiren potansiyel tehlike ise
elit avam, küfür inkar çakışmasıdır…
Kendi potansiyelini kendisi belirlemeyenler, bu işlevi
başkalarına bırakanlar asla durum analizini doğru yapamazlar. Oysa başkasının
peşine takılanlar değil kendisiyle barışık olanlar kendi markasını
konumlandırırlar. Çevresindeki gelişmelere objektif odaklanabilir, başlangıç ve
sonuç arasında farklılık ortaya koyabilirler. Başından büyük işlere girişmekten
hem çekinmez hem de kendini alıkoymazlar. Dilin ucuna gelenleri bizzat küfür
potansiyeline bulaşmadan hedeflendirirler. Tersine bir ruh dünyası ise modern
görünümlü küfürbazlarını türetir…
Sözü kaba saba sövgülere bağlamak, yazıyı sokak ağzının
küfür mahiyetinde savurganlığıyla örtüştürmek resmen potansiyel sapmadır. Sapkınlığın
saflıkla tercümesidir yani potansiyel pratik küfre yöneldikçe küfran netleşir ve
gelişir. Sövüp sayma tavrıyla hedefe kilitlenme, söylevden uzaklaşan kendi
sövücülerini yaratır. Toptan övüntü sövüntü sarmalına girilir. Potansiyelini
kiralayanlar ile ahmak yamak ortaklığı kuranlar yüzünden sarmal genişler ve
küfür konseptine bel bağlama sıradanlaşır. Oysa hiçbir mazeret küfrü ve
küfretmeyi haklı kılmaz…
Bakış açısı baştan kara olanlar açmaza düşünce, sorunlar
çözümsüzlüğe bulanınca gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. Artan araç süreç
bunalımı her sıkışmada küfre düşürür. Problemler küfürle halledilmeye çalışılır.
Resmen küfür potansiyeli tüm faaliyet alanlarını direkt etkiler. Hatta tekleyen
işleyişi yenileme gayretlerine bile küfrün günlük hayata sızan unsurları
karışır. Kısırlaşan politika ona göre ayarlanır.
Politik duyarlılık es geçilir, duymazdan gelinemeyen her
negatif gelişmede incelikli küfür geleneği kullanılır. Sürekli gerginlik yaratmak,
her şeyi iç politika malzemesi yapmak politikayla özdeşleşir. Bu küfür odaklı tavrın
hayata geçirilmesiyle politika zedelenir. Yani yeni iktidar dizaynı için kutuplaştırıcı
politikalar yaygınlaştırılarak, çatışmacı siyasi anlayış egemen kılınır. Piramidin
temelini ise küfür stratejisi oluşturur. Diğer yandan küfrün eski Yunan ve Antik
Roma mirası olduğu bilinmez, bilinse de görmezden gelinir. Dobra olmak ile
küfür türetmenin aynı şey olduğundan dem vurmak gibi gaflete düşülür. Yaratıcılığın
küfre endekslendiği bu politik duruş resmen iktidarda kalma yollarından biri
olarak görülür.
Kaos dönemlerini bir türlü atlatamayış, kendi potansiyelini
boşa harcama, mevcut potansiyeli üçe beşe yok pahasına lafta özelleştirmeyle eritme
yüzünden güncelliğini korur. Uzun süren kriz süreci devletin bütünleştirici ve
birleştirici gücünü iyice tırpanlama, resmen açıkça küfür potansiyeli
kullanılmasa da üslup değişkenliğini başa çakar. Seçeneksizlik orantısız sallanınca,
seçmece ve sistematik küfürlerle resmen itibarsızlaştırma pratiğine dönülür. Populasyon,
popülist kültürü, politik küfürleri tartışmadan kabul eden makul gören
atmosfere itilir. Bu küfürbaz ve antidemokratik üslup, politik aktivasyonları
toptan küfür kültürüyle biçimlendirir.
Bu etkin ve yetkin biçimsizliğe mutlaka yeni ve demokratik okumalar
geliştirilmelidir. Yoksa mevcudun devamı yepyeni cana okumaları gündemine alır.
Zaten teori fakir pratik küfür olunca varlık ve güce tapınma pik yapar. Ana
amaçlardan sapılır. Küfürbaz sapkınlık potansiyel tehlike olarak gelir tekrar baş
köşeye oturur.
Bilinen gerçeklik, bu küfür potansiyelinin zamanla tahtı bahtı
dip yaptıracağıdır…
19 Aralık 2022 Pazartesi
DENİZ KALIR BEN GİDERİM AKILLIM…
DENİZ KALIR BEN
GİDERİM AKILLIM…
Denizi beklerken daraldı
belleğim
baktım Ekim
Devrimi arifesi
ayı yıldızı bildim
kainata bağlandım
unuttuklarımı
öğretecek sendin akıllım.
En beter
ayrılılıkları bitirecek beklediğimdin
avuçlarıma pespembe
doğdun.
Deniz koptu geliyor
dedim hemen
yeşil kaftanlı
yarım adadan
dibi delik
filikayla uzaklaştım.
Deniz beklerken duramadı
yüreğim…
Bebeğim bir rüya
gibiydi yolculuğum
battım çıktım
vurgun yedim ölmedim
dur durak bilmeden
duruldum.
Zor biter aykırılıkları
sonlayacak sendin
belliydi alnıma
yazılan ismin
cinsin cismin
cibilliyetin.
Busbulanık Tuna öpünce
Denizi
ayak bileğinden
saç tellerine ıslak
minik ellerinle
asıldın yosunlu halata.
Misyonum maskotum
atıldın hayata.
Denizi gölgelerken
kara bulutlar
Güneşe döndüm
aklımı
Alınterimde gördüm
yazgımı
Deniz kalır ben
giderim akıllım.
Biyografimiz bir
bizim.
Biz özümüze gönlümüze
akan patikalarda
gözünü budaktan
esirgemeyenlerdeniz
Yolu doğrulayan
yolcularız.
Halatın ucu acı
tatlı bir hayat
bomboş belki boşa
hasat.
Olsun varsın
akıllım
Ekinden kasvet
biçecek kör orak
kızıl ateşte kara
demirleri dövecek çekiç
işte deniz biz bu hasreti
çekenleriz.
Derdom dertler deniz
olacak aldırma
Ve Deniz yine Denize
sevdalanacak unutma.
Bir derya ki
boncuk boncuk terleriz
izimizi gizimizi sürer
eril aksular
işte biz bir damladan
davaya doğanlarız.
Can canayız
kristal cam gibi parlak
Asıl hayata canla
başla yok korkmak.
Biyolojimiz bir
biriz biz
dizi dizi
incilerdeniz çabuk inciniriz.
İncir çekirdeği
hesaplarla yar yaren incitme
halatın ucu ucu
bucağı olmayan bir deniz
Deniz doğar ben
ölürüm akıllım…
Koptu geliyor dalga
dalga Deniz
yemyeşil bir adaya
sürgün ibrail
apansız beliren
kara boşlukta
boncuk boncuk
ilerler eski tüfek gemimiz.
İşte biz bizi
yıkamayan o zıpkın dalgalara
damla damla karşı
koyanlarız.
Aklının bir köşesine
yaz
Biz sen sen de
biz.
Korkma asıl
küreklere bizimle.
Biz biriz, yüz
biniz, milyonuz, milyar
bir gider pir
geliriz unutma.
Ben giderim Deniz
kalır akıllım.
Akıllım ben
giderim Deniz kalır…
1 Aralık 2022 Perşembe
YAĞMUR KAÇAĞI
YAĞMUR KAÇAĞI
Buralarda
günlerdir kindar bir yağmur
sol yanım kor
kömür
göç kaçak geçen bir
ömür.
Ömür törpüsü özlem
sizlere ömür…
Dünya yükü düşüncelerle
demlenirim
her dem kindar yağmur
kaçağıyım…
Buralarda çelik
soğuğunu gömen bir yağmur.
Dem demin hem
zemin üstüne
bugün ölsem ki ölürüm
ne gam
yıllar var dur durum
karıştı
çoktan başıbozuk her
şey
velhasıl içime
damlayan bocalamalardayım.
Bilsen dost ne kindar
yağıyor
kapulara bacalara
kamu illeti tamu
bereketi.
Ardıç kuşlarının
kanatlarında bir garip ateş
menzil günah cephaneliği.
Cep delik cepken
yırtık tabanlar patlak
kızışan dem ana damarları
kapatıyor.
Buralarda günlerdir
ar damarı çatlatan
kindar murdar duvar
yağmur bulutları…
Kurulmuş karanlıklar
korganına
kallavi yalan karantinasını
kuran.
Tamını tayfasını
yıkan bir tufan
tayini tafrası arkları
yalayan heyelan
densiz yağmurun nefesini
kesen eksik iman.
İmanıma dinime buralarda
günlerdir bir yağmur
sağanağa tutulanı
avanak ediyor
eşşek sudan gelene
dek ıslatıyor…
Camlarda günlerdir
istilacı bir deli yağmur
Canlar daralmış yorumsuz
konumlardayım.
Yağma düzen yığma medeniyetsizlik
Pikinden dibine merkezden
etrafa yılışık azgınlık.
Eşraf neyler ne
yapar yarın bu insanlık
Vallahi kimsenin
umurunda değil.
Buralarda
günlerdir kınından boşalmış bir yağmur
konu gittikçe yoğunlaşan
yağmurdan öte diyar
konu komşuyu derinden kuşatan yarın korkusu..