1 Ağustos 2012 Çarşamba

İbrahim Paşa'nın Şehri Ve Şehri-Ramazan!

İbrahim Paşa'nın Şehri Ve Şehri-Ramazan! 

Ramazan ayı hayır hasenat ayıdır, israf ayı değil...

“ Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde o ülkenin varlıklı ve şımarmış kişilerini çoğaltırız. Bu suretle onlar kötülük işlerler. O ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış ele başılarına  iyilikleri emrederiz. Buna rağmen onlar kötülük işlerler. Böylece o ülke helaka müstehak olur. Biz de orayı darmadağın ederiz. “

Ramazan ayı'nda bir sure ailevi nedenlerle  Romanya’dayım. Romanya’nın Braila kentindeyim. Bu şehir nüfus olarak Esenler’e denk. Şehir ve etrafını yol boyu irili ufakli köylerin çevrelediği bir yerleşim yapısına sahip bir kent Braila. Yaklaşık beşyüzbin nüfus şehre ve yanyana  köylere dağılmış yaşam sürüyor. Köyleri bildik ve tanıdık, sanki Trakya köylerindeyiz. Şehir çok sakin  tam bir emekli yaşam merkezi-istirahat yeri. Akşamları hareketlenen ve insanların kendini evden dışarı attıkları bir yaşam biçimini yeğleyen bir kültür egemen. Bunda mesainin sabah yedide başlayıp öğleden sonra saat dörtte bitmesi de bir etken.
          
Tuna nehrinin kıyısına kurulmuş bir şehir Braila. Kent adını İbrahim Paşa’dan almış. Hangi İbrahim Paşa’dan bilinmiyor soylenti boyle. Osmanlı imparatorluğu döneminden kalma İbrahim paşanın şehri anlamına geliyor ‘’ibrail’’ismi. Aşağı ve yukarı ‘’dobruca’’ denilen bu yerler Romanya’nın Türk yerleşim birimleri. Macaristan’dan Bulgaristan’a, Varna ve Burgaz'a uzayan Tuna nehri boyuna yayılan koskoca bir coğrafya sözünü ettiğimiz. İbrail kenti 'aşağı dobruca' bölgesinde. Kent merkezinde kiliseye çevrilmiş bir camii de var. Şehirde az sayıda 'Romen türkü' de yaşıyor.
           
Braila’nın önemli yatırımcıları arasında Türkler de var. Burada öncelikle tekstil-konfeksiyon sektörü gelişmiş. Sosyalist dönemde kooperatifler yoluyla konfeksiyon fabrikalaşması yaşamış şehir. Yetişmiş kalifiye personel varlığı ve sektörün eski ve yerleşik olması nedeniyle Türk yatırımcılar burayı seçmişler. Zamanla üç bin işçiye kadar ulaşan fabrikalarıyla tekstile bizzat yön vermişler. Kriz nedeniyle küçülme yaşasalar da en önemli tekstil yatırımcıları yine de Türkler. Ayrıca bir çok alanda ticaret yapan Türk vatandaşları da mevcut Braila'da.
            
Bu büyüklü küçüklü firmalara sahip Türkler Braila merkezli yirmi kilometre uzaklıktaki Galats şehrini de kapsayan Türk işadamları derneği kurmuşlar. Galats şehri de adını Türkçe 'kalas' dan alan eski bir Türk yerleşim çoğunluğu olan bir şehir. Burada da epeyce Türk yaşıyor.
             
Braila’da bir 'Türk şehitliği' de mevcut. Birinci dünya savaşından kalma bu şehitliğe Türkler ve birinci dereceden Türk yakınları defnediliyor. Korumasını ve bakımını Romen türkü bir aile yapıyor. Şehitlikte milli-dini günler ve bayramlarda Köstence müftülüğüne bağlı 'Maçin' beldesinde de görevli  'Romen türkü'   hoca dini vecibelerin yerine getirilmesinde yardımcı oluyor. Ayrıca Braila da bir de ev camii var. Mülkiyeti burada kurulu bir vakfa ait binada (fetullahçı değil) Türk, Arap ve Romenlerin katılımıyla bir ibadet etme kitlesi oluşmuş.
              
Sosyalist sistemin yıkılışından sonra kurulu fabrikalar, kombinalar, seralar, küçük üretim çiftlikleri, kooperatifler tamamen satılmış veya içleri boşaltılmış. Hurda fiyatina gitmis her sey. Sadece dış karkasları duran hayaletimsi varlıklara dönüşmüş geçmişin istihdam ve istihsal alanları. AB ye girdikten sonra ise üretim hepten geri kalmıs- bıraktırılmış. Yirmi beş milyonluk tüketim toplumuna devşirilmiş kısacası Romanya bir anda. Bu pazar referandum var devlet baskanlıgı icin. Cavus sonrası bir çivi bile çakılmayan Romanya'da Sosyal demokratlar bu kez alacak gibi.

Anadolu da nasıl ki her köy her şehir sizi minareler ile karşılıyorsa burada da fabrika bacaları ile karşılıyor. Ancak tütmeyen fabrika bacalarıyla. Tarım toplumu olmaktan da gün güne uzaklaşılıyor. Geleceğin organik tarım alanları olacak denli bakir bu ovalar ya yabancilara satilmis ya da boş yeni sahiplerini bekliyor. Romanya’nın yarınlardaki tarımı da ne yazık ki pek de iç açıcı görünmüyor. En kötüsü de mevsim dışı yağmurların zamansiz sürmesi ve yağışların başta Tuna nehri ve diğer nehirleri taşırması. Özellikle mısır, buğday ve ayçiçeği ekili alanlar sular altında kalmış. Tarlalardaki ürün çürümeye yüz tutmuş. Evsiz barksız kalanlar Besbin aileden fazla. Bu günlerde ise günes yakip kavuruyor. Asiri sicaklar devam ediyor. Bu hikâye bize hiç de yabancı değil…

Avrupa'daki politik ve ekonomik kriz Romanya'yı da derinden etkileyecek gibi ilerideki günlerde..

Braila kenti bu kötü gidişten bu gunlerde en fazla nasiplenmiş durumda. Görüştüğümüz Türk dostlar gidişattan pek memnun değiller. Krizin 2013 de geçeceğini umarak günü kurtarma ve ayakta kalabilme çabasındalar. Bir kez daha gördük ki dünya çok küçük. Burada kaldığımız sürece izlenimlerimizi toplayacagiz. Esenler'i de yakindan takip ediyoruz. Orada olmadigimiz icin simdilik gorus paylaşmayacağız. Yerel basından izlediğimiz Esenlerle fırsat bulursak bazı ozel-röportajlarımızı da paylaşmak dileğindeyiz.

Her ne kadar İbrahim Paşa'nın şehrinde bulunsak da nedendir bilmiyoruz, Esenleri özlediğimiz de bir başka gerçek.

Ayrıca da Şehri-Ramazan; mübarek olsun...


Ey şehri Ramazan-ı kapitalizm hoş geldin...

Oysa ki; Şehri-Ramazan; 'Kutsal kitap'ta gizlidir...

“ Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”
 
“ Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince onlar ne bir an geri kalırlar ne de öne geçerler. Tam vaktinde batıp giderler.”
 
“ Fakat Allah’ a verdikleri sözü ve yeminleri az bir paraya satanlar var ya işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak. Onlara bakmayacak. Ve onları yüceltmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır. “
 
“ Nice ülkeler var ki zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonra onları yakaladım. Dönüş banadır. “
 
“ Yetimin malına yaklaşmayın. Yalnız erginlik çağına erişinceye kadar onun malına en güzel biçimde yaklaşabilir onu uygun tarzda sarf edebilirsiniz. Ölçüyü ve tartıyı tam adaletle dengeli yapın. Biz kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söz söylediğiniz zamanda akrabalarınız da olsa adaletli ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size iyice düşünesiniz diye bunları emretti. “
 
“ İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana samimi olduğuna Allah’ı şahit tutar. Halbuki o hasımların en yamanıdır. “
           
“ Zulüm ile öksüzlerin mallarını yiyenler karınlarına sadece ateş koymaktadırlar. Ve çılgın bir ateşe gireceklerdir. “
 
“ Kendilerinden geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların durumundan endişe edecek olanlar öksüzlerin hakkına dokunmaktan çekinsinler. Allah’tan korksunlar ve doğru söz söylesinler. “
 
“ Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak kendi malınızmış gibi yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır. “
 
Son söz yerine 'Yüce Kitap'tan bir ayetle Hayırlı Ramazanlar...
 
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin. “

Hiç yorum yok: