18 Şubat 2012 Cumartesi

BİR KOMŞU İLÇEDE “YEREL GAZETECİ” OLMAK KOLAYLIĞI

ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR

BİR KOMŞU İLÇEDE “YEREL GAZETECİ” OLMAK KOLAYLIĞI

Belediye başkanı ile yapılan Yerel gazeteciler Divan’ında söz alan yerel medya temsilcilerimizin çoğu ekonomik zorluklar içerisinde olduklarını deklere etti. Konu belediyenin gazete çıkarmayıp bu iş için harcanan tutarın var olan yerel gazetelerin desteklenmesinde kullanımına kadar taşındı.

Bize göre belediye kendi gazetesini çıkarmaya devam etmelidir. Hatta yayımladığı çocuk dergisine ek olarak büyüklere yönelik prestijli bir dergi de çıkarmalıdır. Yerel gazeteler de reklam panayırından az çok nasiplendikçe sayılarına sayı eklemelidirler. İlçemizin iktidarsız güneşsiz birikimi, değişimin göstergesi şimdilik bu.

Oysa yerel basın çok sesliliğin ve demokrasinin en vazgeçilmez gerçekliğidir. Bir başka gerçek ise yerel basın unsurlarından her birinin hayatta kalma mücadelesi ve devamlılığını sürdürme kavgasıdır. Bu günden yarına iktidarın değişmeyeceği öngörüsüyle bir anda çark etmek hiç kimseye yarar getirmeyeceğine göre geleceğe yönelik ucuz manevralara da gerek yok.

Siyasi angajmanı olan veya olmayan, yerel haberciliği yerelciliği asla bir kenara bırakmayan her kim varsa onca kısıtlı olanaklara rağmen yaranma peşine düşmeden bu yolda ilerlemelidir. Belediyeye verilen gazetelerden nemalanarak gazetecilik yapanları, kaynak kesintiye uğradığında yeniden bağlanması için görüntü verenleri de anlamak belki mümkün. Ancak yandaş gibi çalışıyor izlenimi vererek, sahte imajlar takınarak yol açmaya çalışmak Yerel gazeteciliğin takdir boyutlarını aşan bir tutum biçiminde ortaya çıkıyor.

Yıllarca çok çeşitlilik ve renklilik olmadığından ilçede yerel gazetecilik izahı, izanı, mizanı, meali pek yapılmadan durum bu günlere taşındı. Yerel gazete sayısı sekiz dokuz civarına ulaşınca çok yönlü ve girift bir ortam oluştu. Belediye de seçkinci davranıp, isyanlara aldırmadan kenara çekildi.

Bu konuda hata var mıdır? Vardır. Karşılıklı mıdır? Evet. Önemli olan hatalardan dönüşü kimseyi fazla incitmeden güncellemektir. Anmaya gün yazmaya günce kalmadan, işler iyice karışmadan çözümlenmesi gereken bir konudur yerel basının içinde bulunduğu ekonomik kaos.

Kerevete çıkmadan meselenin kerevete sığıp sığmadığını anlayabilmek maalesef çok zor bir iş. Biz kerevetine çıktık ve gördük; Ayni kavganın ayni tarafı olunmadıkça en tumturaklı söylemler atılsa da kumdan kaleler tezelden yıkılır. Dönülmeze yolculuk bakışlarını da en iyi bilenlerdeniz, o nedenle adaletin mızrağı iyi işlemeli.

Bu nedenle; Son yerel seçimlerde belediye olmuş yakın-komşu bir ilçe örneğini evrensel değerlere geleneksel bir yorum katmak açısından sütunlarımıza taşıyoruz.

“Bu ilçede de bizdeki kadar yerel gazete var. Belediye başkanı bir pasajda yer tutarak, o yeri oda oda yerel gazetelerin emrine veriyor. Ayrıca elektriğini, suyunu, ısınmasını ödüyor. Üstelik her gazeteye birer bilgisayar armağan ediyor. Yılbaşında, Dini ve milli bayramlarda gazetelere bedeli altı yüz liradan az olmamak kaydıyla yarım sayfa tebrik ilanları veriyor. Yani belediye yerel gazetelerin sürekliliğinin garantisi oluvermiş komşuda. Ve bu belediye başkanı da iktidar partisinden seçilmiş bir başkan.” Kutluyoruz sayın başkanı.

Söz denizine demirledikse eğer, sararmış fotoğraflarda tanıdık yüzler armaya hiç gerek yok. Sızlanmadan ümit tazeleyerek çevremizdeki çağdaş görüşlü uygulama formlarından esinleneceğiz ve yine de Esenler için eseceğiz.

Yüzleşmekten kaçınarak hiçbir iş hakkınca olmaz…


ERDOĞAN AKSU

13 Şubat 2012 Pazartesi

YEREL GAZETECİLER VE SEDİR, DİVAN, MECLİS ÜÇGENİ

ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
YEREL GAZETECİLER DİVANI
13-02-2012 / 14:55
Geçenlerde Belediye Başkanı ile epey gecikmeli ve yemekli yerel basın divanı toplandı. Yani koskoca bir dünya küçücük bir gemiye bindik o akşam ve gerçeğin hayallere bağlandığına, hayallerinde geçmişe dağıldığına tanıklık ettik.

YEREL GAZETECİLER VE SEDİR, DİVAN, MECLİS ÜÇGENİ
Erdoğan Aksu/yorum haber
Geçenlerde Belediye Başkanı ile epey gecikmeli ve yemekli yerel basın divanı toplandı. Yemek helal midir, halal mıdır gün gelir anlarız ama biz halaluya deyip geçtik işin o yanını. Neler konuşulup konuşulmadığı yerel basına da yansıyacağından biz kendi çektiğimiz fotoğrafın resmini basacağız sadece alfabe liyakatsiz, ehliyetsiz ellerde bozulmasın diye. Toplumsal hafızadaki Esenler imajı veya toplam algı hangi noktada bilmiyor da değiliz ayrıca. Yani koskoca bir dünya küçücük bir gemiye bindik o akşam ve gerçeğin hayallere bağlandığına, hayallerinde geçmişe dağıldığına tanıklık ettik.
Bildiğimiz konuların ve ölçülerin dışına fazla taşmayan, üç yıldır yaptığı tipik sunumlarından birini yaptı başkan. Belki de kendisini çok yakından takip etmemiz birkaç mesele haricinde bizde eskileri tekrarlıyormuş havası da estirmiş olabilir. “Ciddiye alınması gerekmezlerin” soruları ve eleştirileri de olmasa başkandan alışılmış monologlar tarzında yemekli bir gösteri izlenmiş olacaktı sadece. Neyse ki başkanı az da olsa şaşırtan, belediye faaliyetlerinin derinliğine iniş ve çıkışlar, sortiler ciddiye alınmasına gerek olmayan “bu adamların” ciddi bilgilere sahip olduğunu gösterdi.
Bilinmeyenleri de başkan dolambaçlı yollara sapmadan anlattı. Örneğin başkanlık mazbatasını aldığında açıkça sevinemediğini kara kara düşündüğünü ifade etti. Belediyenin hesaplarında hacizler vardı dedi.
Hacizlik durumdan bu güne, çizilen panaromaya göre fiziki sorunlar için 50 trilyon harcanmış. Üç yılda 31 trilyon kamulaştırma yapılmış. Ayrıca dört yüz trilyona varan bir kamulaştırma rakamından bahis olundu ek olarak. Aç bakıyoruz açık kapatıyoruz denildi. 105 noktada belediye çalışması var, 147 adet anlatılması lazım gelen proje var ama denildi… Projelerin bir kısmı zaman fakirliğinden es geçildi. Yine de hep bilinen, ayniyle vaki, değişmeyen ve süslenerek yenilenen anlatımlarla geçti şölen. Hayatın mucizeleri geçmişin şiirselliğinde gizlidir oysa. Havaya gerçek öykülerin buharı savrulduğunda ısınır yürekler, tersi durumda donar, taşlaşır kalpler.
İlk defa inceden değerlendirmeye endeksli, her türlü yoruma açık içimizi ısıtacak şeyler de duymadık değil. Şimdi bu prestij caddelerin maliyeti 600-700 metre için bir trilyonmuş. Baktırmak lazım o taşların döşenmesi o kadar meblağa gider mi. Caddeler prestijlenince katlı otopark gereksinimi doğduğundan şimdiki yıkım da bu. 150 trilyonluk kamulaştırma güncellenecekmiş bu iş için. İlçe de on noktaya ticari taksi durakları planlandığı da bir ayrıntı olarak geçti gitti. Zemin problemsiz bina stoğu problemli, vatandaş talep etmeden mevcutların dışında kentsel dönüşüm yapılmayacak, binlik planlar sonrası işini en hızlı yapacağa artı imar verilecek dedi başkan. Yorumlamalar için erken rezervasyon yaptırmayanların işi zor, bu bozuk düzen yaygarasında.
Yakında Esenler’in malı olacak 1.8 milyon metre askeriye arazisine, belediyenin hizmet binası yerine, engelliler için ayrılan ve kamulaştırılan yere bile taş binaların dikileceğinin açıklanışı düz kontak kelimelerle anlatılacak gibi değil. Yani eski Esenler’i çevreleyen, kuşatan ve boğan yeni Esenler mesajı verildi laf arası.
Sürekliliğin garantisi asla yok ama başkana göre ibre yüzde yetmişlere vurmuş oy pınarında, seçim reyonunda. Siyasi yelpazenin kendisine en uzağından bile onaylar gelmiş sokak aralarında. Ancak gel zaman git zaman, birer birer gizli dosyalar açıldığında vaat edilen büyülü zenginliğin yerini alacak tutku bataklığında cesaret çiçekleri de açar elbet. İşte o zaman da Kevser suyundan içenler iktidara gelir.
Yeter ki çıkılan şu yerel yolculukta mevcut alışkanlıklar yitirilmesin…
ERDOĞAN AKSU

VİCDAN SAHİBİ OLMAK VE UTANMAK MECLİSİ

ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
VİCDAN SAHİBİ OLMAK VE UTANMAK MECLİSİ
Esenler Belediye Meclisi’nin şubat ayı ikinci bileşiminde, muhalefetin Esenler’de başarı yakalamış, Esenler’i hakkıyla temsil etmiş ve Esenler’in tanıtımında ciddi pay sahibi sporcu ve kulüplere yapılan yardımı artıralım önerisi reddedilince yazımızın konusu bu olabilir diye düşündük. Meğer yanılmışız, aldanmışız içinde gizemin, sırların alasını barındıran 13. Rapor üzerinde yapılan tartışmalar oy çokluğu ile kabul edilince kamuoyunun asıl bilgilendirilmesi gereken olay kendiliğinden oluştu.
Muhalefetin mahkemeye taşırız salvoları bile sonucu değiştiremedi. Raporun tekrardan incelenmek üzere komisyona geri iadesi bile oy çokluğuyla reddedildi. İktidar partisi meclis grup başkanı konu hakkında bilgim yok diyerek rapor hakkında söz bile almadı. Muhalefet vicdanları yıkayıp temizlemek gerektiğini, reis vekillerinden biri ise kurdele kesilirken muhalefetin utanacağını dile getirdi.
Açıkçası rapordan pek anlaşılmasa da, Birlik Mahallesi’nde yapımı düşünülen ve kamulaştırılması bu yönde yapılan Belediye hizmet binası yerine “kat karşılığı hâsılat paylaşımı yoluyla ihale açılmasına” iktidarın yetki istenmesiydi raporun hülasası. Laf olsun torba dolsun biçiminde sorular bir anda meclisin seyrini,  işin rengini değiştirdi. Doğal olarak tüm muhalefet üyeleri kamu yararına olmayacak bu düzenlemeye çekince koydular. Vatandaşların ellerinden yerlerini alırken ki amaca ters düşüldüğünü ifade ettiler sırayla. Burayı satışa çıkaranların vicdanları nasıl rahat edecek, utanmayacaklar mı biçiminde uyarılarda bulundular. Eğer buraya ne yapılacağı açıkça söylenmez ise meseleyi mahkemeye taşıyacaklarını belirttiler.
Söz alan reis vekillerinden biri raporu, olaya tam vakıf olmadığını alenen belirginleştirecek biçimde göstermelik savundu; “Esenler’e güzel bir eser kazandırmak istiyoruz. Para harcamayalım diye meclise getirdik. Yoksa meclise hiç gelmezdi, belediye kendisi yapardı. Ticaret alanını yapı alanına çevirerek planlarda değişiklik yapılmayacak, yapım ihalesi mevcut şekliyle açılacak. Kemer park evleri fena mı oldu. Yarın bu rapora oy vermeyecekler kurdele kesilirken utanacaklar.”
Sit alanına yapılan, küçük sanayi bölgesi olarak ayrılmış, mezarlığa yakınlığı bilirkişi raporları ile sabit, yüksek katlar verilerek, plan tadilleriyle ticaret alanları yapı alanına devşirilen, yapılış şekli tamamen yanlış kemer park evlerini emsal göstermek ne kadar doğru reis vekilinden önce belediye reisine sormak gerek.
Gerçekten bu mecliste 13 rakamının uğursuzluğu vuku buldu. Al gülüm ver gülüm seyreden ittifak meclisi çözüldü. 13. Rapor’un büyük olasılıkla mahkemeye taşınması sözde kalır kanaatini taşımakla birlikte yıpratıcı, alakasız bağlantıları olan, yanıltıcı akıl dışı çözümleri ihtiva etmesi açısından toplumla paylaşılması lazım. Meclis gündemindeki paragrafları incik cincik etmeden, enikonu hesaplamadan,  bir yere varılamayacağı da bu vesileyle görülmüş oldu.
Eşyanın tabiatına aykırı, gizli sözlerin gizini çözmeden oturulursa o meclis koltuklarında ömür boyu oyalanacak kadar boş anı kalır ellerde. Emri hak vasıl olduğunda ise biz sizden olmayız. Diyetimiz her ne olursa öder geçeriz aklımızın sıratından. 13 nolu raporu da aklımızdan çıkarmadan.
Rapor şu;
“Konunun özü, Esenler ilçesi, Atışalanı Birlik Mahallesi 245 DT II a pafta 753 ada 12 parsel sayılı taşınmaz hakkında komisyon görüşü.”
Komisyon görüşü de şöyle;
“Emlak ve istimlâk müdürlüğünün 06.02.2012 tarih ve 113 sayılı teklifi incelenmiştir. Esenler ilçesi Atışalanı Birlik Mahallesi 245 DT II a pafta 753 ada 12 parsel sayılı taşınmaz malın 2886 sayılı kanunun 35(A) maddesi uyarınca arsa satışı karşılığı gelir paylaşım yöntemiyle ihaleye çıkarılması komisyonumuzda uygun görülmüştür. Meclisimizin onayına arz olunur. 08.02.2012”
Peki, bu komisyon görüşü nereye başkanlık makamına;
“Esenler İlçesi Atışalanı Birlik Mahallesi 245 DT II a pafta 753 12 parsel taşınmaz malın 2886 sayılı kanun 35(A) maddesi uyarınca arsa satışı karşılığı gelir paylaşım yöntemiyle ihaleye çıkarılması hususunda görüşülüp karar alınmak üzere, makamınızca da uygun görüldüğü takdirde, yazımız eki ve dosyanın Belediye meclisine havalesini arz ederim”
Böyle işte, Garibi gurabanın hakkıyla günaşırı yeni bir kent, her gün bambaşka uykulu bir liman zihniyetiyle unutulmaz bir dünya mirası bırakılacak Birlik Mahallesinde. Geçmişin ayak izleri silinmeden, marka değerini unutturacak, içi boş dışı fiyakalı duruş da bu olsa gerek…
09.02.2012 Bu Yazı 322 Kez Okunmuş

ERDOĞAN AKSU

8 Şubat 2012 Çarşamba

ALTI TRİLYONLUK PARK VE BAHÇELER

ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
ESENLER`İN ALTI TRİLYONLUK PARK VE BAHÇELERİ
Yazımızın tam can damarına gelmişken, hesabı düzgün tutmazsan deyip “park ve bahçeler” ile ilgili ana meseleye dokunacakken belediyeden stajyer bir memur gazeteye belediyenin “Esenler Yerel Basın Divanı” düzenlediğini bildiren adımıza yazılı davetiyeleri getirdi. İlçemizdeki gelişmeleri istişare etme ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgi vermek amacıyla belediye reisi teşriflerimizi bekliyor. Gerçi biz olan biteni üç boyutlu gözlükleri taktık yakından biliyoruz ve kamuoyu ile paylaşıyoruz ama yerel olduğundan davete icabeti de düşünebiliriz. Pembe gözlüklülerle yazmayın etmeyin, kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyin denilirse eğer yüz yüze cevaplarımız olacağı için.
Akla her geleni işleyecek, her ağacı taşlayacaklardan değiliz ama barakalardaki bin çağırtıya kulak tıkamakla da dinmiyor. Somut gerçekler tüm bu işlenenler, yorumlasan ne olur yorumlamasan ne yazar. İyilikte kötülükte sahibinindir bize ne desek bile, eğer milletin sinesine dokunuyorsa sözde kalan her yenilenmede birileri çıkar ve ağaçlarda taşlanır camlarda, çerçevelerde.
Güneşte ayazda, Özellikle yağmurda ve şimdilerde kar yağdığında gazeteye gelirken artık araca binmiyoruz. Çünkü şu prestij cadde hikayesi çıktı çıkalı ne yol kaldı ne iz. Araç kuyruğunda beklemek ızdırap ve zaman kaybı çünkü.  Ambulanslar acı acı ötüyor ama nafile, kuyruktaki araçlar çaresiz kenara çekilecek kenar kalmamış. Ambulanstaki can derdinde, böylesi yola evet diyenler ne derdinde kimseler sorgulamıyor. Hafta içi hafta sonu fark etmiyor ayni yoğunluk azalmadan artıyor.
Belediye, İlçenin caddelerinde sokaklarında yaşadığınız yer eviniz, çevremizi kirletmeyelim parolasıyla minik anons araçları dolaştırırken, gövdesinde içten içe kirlenme yaşanıyor sanki. Gün geçtikçe birincil sorunlara çözüm bulmayı pek de beceremeyen bir zihniyetle karşı karşıya kalındığı anlaşılmaya başlandı. Yaşanan o ki hedef ve amaçlarda standartın üstünde ciddi sapmalar var. Esenleri emanet ettiğimiz Esenler aşıklısı, Esenleri rüyasından eksik etmeyenler in milletin hayatını kabusa çevirmekten çekinmediklerini görmek şaşırtıcı .
Üç beş gün kar yağınca tarladan farkı kalmamış prestij kaldırımları ve cadde çalışmalarıyla, koskoca ilçede yayaya özel tek kapalı caddesindeki çukur ve göletleriyle halkın melankolik bir anlayışla olup biteni sadece izlediği bir ilçeyiz. Dev projeler bir yana ufaklarında çarpıldık daha, denizi görelim derken derede boğulmak gibi bir şey yaşatılan.
Hesabını düzgün tutmazsan bir bakarsın çıkmaz dediğin ne varsa ortaya çıkmış ve birilerinin ağzına sakız olmuş. Esenler burası eser bir yerlerden ve üşürüz hepimiz cehennem sıcağında.
Şimdilik Yorumsuz geçmek kaydıyla “bedeli mahalli idarelerden karşılanmak üzere” ihale kayıt numaralarıyla sabit, kamu ihale bülteninde yayınlanan ihale sonuçlarına göre park ve bahçelerimizi direkt ilgilendiren, halkımızı endirekt bile ilgilendirmeyen bir konu var akla takılan.
“Esenler ilçe sınırları içinde bulunan park, bahçe yeşil alan, refüjler, ağaçlandırma sahaları ve süsü havuzlarının her türlü bakım onarım ve müteferrik işleri” 2009 yılında 9 aylık 1,2 milyon, 2010 yılında 1,5 milyon, 2011 yılında yaklaşık iki milyon liraya ihale edilmiş.
Şimdi ne var bunda denilebilir elbette. Ne var ama 48 adet park, muhtelif yeşil alan ve refüjlerin bakım onarımı için iki buçuk yılda milletin cebinden sıfırı atılmamış rakamlarla yaklaşık 6 Trilyon çıkıyorsa hiç kimse bir şey yok deme lüksüne sahip olamaz.
Adı geçen mevcut yerlerin her metresini yüzlük veya ikiyüzlük banknotları yan yana dizerek kaplatsak her halükarda para artar herhalde. Bu ölçümlemeyi de hesabını düzgün tuttuğunu söyleyenlere bırakmak boynumuzun borcu olsun…  
08.02.2012

Bu Yazı 77 Kez Okunmuş

ERDOĞAN AKSU

7 Şubat 2012 Salı

KİM BU ADAMLAR?


ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
KİM BU ADAMLAR?
Hitabette üsluba, yazıda kelimelere aşırı özen gösterilmeli. Biz bu erdemliliğe her platformda dikkat ediyoruz. Çünkü değersizleştirici söylemlerle arka bahçelere mesajlar üretilirse kubbesi tekrar tekrar çöküverir o meclisin. Sonra her düşünce uyuşmazlığı ve fikir ayrılığı doğduğunda biz “ittifak meclisiyiz” demek de kurtarmaz zevatı. Durup dururken hiç kışkırtmaya da gerek yok o adamları.
Şubat ayı Esenler Belediye Meclisi oturumunda olağanüstü makamdan, takip ettiğimiz kadarıyla geleceği kestirmek yönünde iki derin olay gündeme düştü.
Yerel gazetelerde yer alan iki haber muhalefet meclis üyelerince yazılı soru önergesi olarak sorulunca kısır tartışmalar sonrası başkanlık divanına zar zor havale edildi. Yazılı soru önergesine kaynak olan haberin biri “Kiralık zabıta kamyonetinin akşamları Esenler hudutlarının dışına seyahati, diğeri ise belediye personeline eski ve yeni diye ayrımcılık yapıldığı” İle ilgiliydi.
Meclis başkanlığına vekâlet eden beyefendi biz; ” Meclis olarak teknik, objektif ve ölçülebilir meseleleri” gündeme alıp değerlendirmeliyiz diyerek içi boş, duyumlardan öte gitmeyen olaylardır kapsamına çekti soru önergelerini. Yardımsever belediyenin hayırsever belediye başkanı yardımcısı olarak meclis tutanaklarına geçen “Her soruya cevap verirsek bu adamları ciddiye almış oluruz” cümlesini deyiverdi.
Anlamak isteyenlere çok şey saklı bu cümlede. Bu adamlar herhalde bu haberleri yapan muhteremlerdir. Biz üstümüze alınmasak da yaşam biçiminin derinliklerine inildiğinde kim adamdır, kim hayırlı evlattır ayan beyan ortaya çıkar kanaatindeyiz. Kendi adımıza “sonunda dönüş yalnız sanadır” gerçeğini bilenlerden olduğumuzu hatırlatmaya da hiç gerek yok. Bizim şu metnimizde de anlamak isteyen beyefendilere çok cümleler saklı.
Bir diğer belediye başkanının bileşim tutanaklarına geçen sözleri ise rutinin içinde devinirken gündeme ilişkin tüm ayrıntıları gözden kaçırmışa benzer duygu ve düşünce karışıklığını tetikledi. Biz, “İç memnuniyet araştırması yaptırıyoruz. Memurlarımız arasında ilgili firmanın bize bildirdiğine göre yüzde seksen iki memnuniyet var” cümlesi doruklarda yaşanan süreci gözler önüne serdi.
Sonsuzluğun kıyısında yazgıya başkaldırı da bu olsa gerek. Hesap ortada demek ki yüzde on sekiz huzursuzluk böylece tescillenmiş oldu.
İşin garip yanı bu değil, şudur; Belediye kendi memurlarını istatistikî kayıt altına almak için bile araya özel bir firmayı sokmuş, Kaç paraya nasıl yapıldığı muamma ama çalışanlarını teste tabi tutmuş. Umulmadık yerden rızıklandıkça günahsız kalmak zor oluyor galiba. Yüreklere kelepçe, duygulara pranga vurulduğunda gülün dikeni son nefeste akla geliyor anlaşılan.
Bilgiye değer sezgilerle yola çıkmaya aldanmadan Perşembe günü muhalif belediye meclisi üyeleri şu konuda yazılı bir soru önergesi verirse şaşmamak gerek.
“Belediyece aylık yayımlanan yerel gazetenin basım ve dağıtım giderleri hariç bir yıllık “ yerel gazete içeriğinin oluşturulması, editörlüğü, grafiği, mizanpaj ve tasarım işinin yapılması” bedeli geçen yıl için yaklaşık iki yüz bin liraydı, bu yıl için kaça ve kime ihale edildi?” acaba diye meclis üyelerince yazılı veya sözlü soru önergesi verilse sorumlusu “Bu adamlar” mı olacak yine.
Pembe gözlüklerle bakmaya devam ettikçe, tel tel dökülüyoruz vesselam…

06.02.2012
Bu Yazı 164 Kez Okunmuş
ERDOĞAN AKSU

YEREL GAZETECİLİĞİN EKONOMİK BOYUTU

ERDOĞAN AKSU


BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
YEREL GAZETECİLİĞİN EKONOMİK BOYUTU

Asla şahsi çıkar gözetmeksizin halk için halkın yararına ilçedeki tüm yönetimleri gözlemlemeyi, denetlenmesini sağlamayı, eksikliklere veya fazlaya muhalefeti sadece bazı yerel medyanın göstermesi övgüye değer bir naiflik.
İşin gerçeği her biri hayatta kalma mücadelesi veren yerel medyamız ulusalın çıkarcı mantalitesinden esinlenmeye başladığını görmek hakikaten biraz can sıkıcı. Ama Esenler bu alanda da özgürleşmeyi ortaya koymalı çünkü o kalite Esenler’de gerçekten var.
 İlçelerde yerel yönetimlerin hizmetlerinin duyurusunun en makul ve en akılcı yolu var olan yerel medyadan geçer. Böylece yerel yönetimlerle vatandaşlar arasında en rantabl iletişim köprüsü kurulmuş olur. Yerel olaylar, yerel problemler, yerel güzellikler üzerine gidilerek sürekli artan bir ilgi yoğunlaşmasını kim ne derse desin yerel medya sağlar. Bölgesel ve yerel açmazlar, yanlışlar veya olması gereken doğrular gündeme taşınarak kamuoyu yaratılması veya tartışma platformlarının kendiliğinden oluşması yönünde çaba harcamak özünde Esenler’e hizmettir.
Demokrasiyi tartışma rejimi olarak görüp söyledikten sonra, gerçekleri göz ardı edip klasik tarafgil söylemlerle, tek pencereli yorumlarla günü geçirmek hiç kimseye yakışmaz. Çünkü kamuoyunun birçok kaynaktan ve değişik yorumlardan gereğince doyup beslenerek biçimlenmesidir asıl olan. Yani mesele tek cümleyle ifade edilecekse çok sesliliğin ve demokrasinin kökleşmesinde öncü rol yerel basınındır. İlçenin iyisini-kötüsünü, yalanını gerçeğini, maddesel ve moral değerlerinin yükseltilmesini en çarpıcı biçimde halkoyuna aktarmak, toplum yararına bir duruştur ve ciddi bir iştir yerel gazetecilik.

Ancak bu ateş pahası ortamda bu iyi niyetlilik nasıl gerçekleştirilecek, eminiz her yerel gazete çıkaran kara kara düşünüyordur. Çünkü basım giderleri hariç aylık yayımlanan bir yerel gazetenin bir yıllık “ yerel gazete içeriğinin oluşturulması, editörlüğü, grafiği, mizanpaj ve tasarım işinin yapılması” bedeli geçen yıl için yaklaşık ikiyüz bin lira çıkarıyor cepten. Sıfırı atılmamış meblağla yaklaşık tam ikiyüz milyar. Finansmanı diğer bütçelerden karşılanmak üzere bu yıl bu rakam en az yarı yarıya artabileceğine göre yerel gazeteler nasıl ayakta kalacak göreceğiz.

Hesap kitaptan anlaşılan bu gidişle Kentimiz Esenler’e her ay çiçek gibi bir yerel gazete çıkarabilme muradıyla, türü sadece gönüllü hizmet olan bu cep yakan cepken söken yerel gazetecilik uğraşısını kimse hakkıyla yapamayacak bu yıl.

Esenler’de bir yerel gazetenin ön hazırlığı ve ön hazırlığın iki katına denk basım parasıyla, basıma güne göre değişen muhtemel dağıtımı da eklenerek yapılan yerel gazetecilik işinin ulaştığı rakamsal boyut kafa karıştırıyor gerçekten. Esenler’de böyle rakamlara hazırlanan bir kent gazetesi var mı diye soranlar çıkarsa yanıtını da birileri verir herhalde.

Demek ki Esenler’de yayın yapan yerel gazete imtiyaz sahipleri gerçekten çok zengin. Biz neden bu kadar çok yerel gazete var diye düşünüyorduk cevabını da bulmuş olduk. Bu işe heveslilere duyurulur…


04.02.2012
Bu Yazı 132 Kez Okunmuş
ERDOĞAN AKSU

CHP ESENLER KONGREYE HAZIR

ERDOĞAN AKSU
 BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
CHP ESENLER KONGREYE HAZIR
Zamanın geniş tarihi irdelendiğinde CHP kongreleri ve büyük kurultaylarının her daim gündemin en merek edilen konularının başında geldiği görülür. Hürya imgesel ayrıntılara takılınmadığı sürece de sonuçları ülke yararına olmuştur çoğunlukla. Bir yılda iki kurultay yapma kararlığında olan CHP’de ilçeler kongre delegelerini ve ön seçim delegelerini seçmek için ilk adımları atmaya başladılar.
Esenler’de de delegasyonu oluşturmak için mahallelere iki gündür sandıklar kuruldu. Yaşamın yıllardır bize anlattıklarının dışında, siyasi geçmişimizde hiç görmediğimiz bir ilk yaşandı ilçede. Formülsüz atılımlarla bir yere varılmayacağının altını çizmekle birlikte hafta arasına alınmış delege seçimleri yapıldı. Gözlemlerimize göre İlin genelgesiyle kanunlaşan bu sıkışıklık yine de büyük bir siyasi olgunlukta, eleştirilere karşın parti görevi sayılarak uyum, uzlaşı ve hoşgörü havasında cereyan etti. Yeniden başlamak için gerçekçi bir nedeni olan veya eskiden kalma hesapları kapatmak isteyen herkes bu iki hafta arası gününe sığdırılmak zorunda bırakılan demokrasi yarışında alınteri döktü.
İşini gücünü bir kenara bırakıp, bilime yakışır görünmese de cehaletten kurtulmak adına, gökkuşağına gölge düşürmemek adına bu aritmetiksel uğraşıyı başarıyla tamamlayan yaklaşık dört bin üyeye başta ilçe yönetiminin sonra da üst yönetimlerin bir teşekkür borcu doğmuştur.
Yaşanmamış olsa söylenilse deneme cesareti bile gösterilemeyecek bir serilikte ve serinlikte öyle veya böyle yaklaşık bin ikiyüz kişi partinin geleceğinde rol biçeceği tüzüksel hakkını kazandı. Elbette arada unutulmuşlar, ulaşılamamışlar, gözden kaçmışlar olabilir. Sorumlu ve suçlu aramadan yarınların hesabını ve nabzını tutma zamanıdır bu günler. Bilinmeli ki kimse istediklerine tam sahip olmadan göçer gider bu gittikçe ağırlaşan hayatta. Önemli olan zamanı boşa harcamadan, çarçur etmeden halkın yararına olanın mücadelesini vermektir.
Tarzı alışılagelmişten değişik de olsa, yönetimler gördü ki işittik duyduk da geldik mantığıyla bir yere varılmıyor. Öyle akan suları durduracak oyunlara sahne olmadı hiçbir mahalle sandığı ama keşke mesajlara biraz daha itina gösterilseydi. Öylece durup bekleyecek, kaderine rıza gösterecek bir üye yapılanması olmadığı da böylece ortaya çıktı. Gördüğümüz yıllardır iktidar yüzü görmeyen partililer tüzüksel kriterlere göre kendilerini yenilemiş. Demek ki Oturmakla, gereksinim duyulduğunda aranmakla partili olunmuyor, geç de olsa öğrenilmiş.
Seçeneksizlik anlayışının yerine bir bildiği varsa söylemekten çekinmeyen, olabildiğince gençleşen değişim ve dönüşüm özlemlisi, kurtuluş meclislerini kuracak bir tablo çıktı ortaya. Listeler raporlanıp yarından itibaren askıya çıktığında partinin ilçedeki geleceğine ilişkin daha mantıklı yorumlar dillendirilebilir kanaatindeyiz.
Ancak gördüğümüz o dur ki; CHP Esenler örgütü yılın en uzun iki gününde insanüstü gayretle mahalle mahalle çalışıp toplamda 392 ilçe kongre delege adayını ve 785 parti içi ön seçmen adayını belirlemiştir. Emeği geçen herkesi ayırmaksızın kutluyoruz. Bu günden sonrası hoşgörü, iyi niyet ve uzlaşmayla seçilenlerin sırtında bir yüktür. İki yılda bir elde edilen bu emaneti parti içi demokrasi şölenlerinde ve Esenlerin esenliği için kullanıp devretmeleri gerekir. Çünkü Tutumdaki doğruluk başarıyı getirir.
Elbette bunları söylemek için çok erken ama Delegasyonun, kongre arifesinde partinin ilçedeki iki yılını özgürce değerlendirdikten sonra vereceği karar, ay ışığı getirmez ise eğer bir iki yıl daha elde yağ kandilleri dolaşılır.
CHP Esenler İlçesi kongreye hazır yazımız da o vakit birilerine ders olur…
 03.02.2012
Bu Yazı 127 Kez Okunmuş
ERDOĞAN AKSU

2 Şubat 2012 Perşembe

KENT KONSEYİ “İLAHİ KOMEDYA”SI

ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR
KENT KONSEYİ “İLAHİ KOMEDYA”SI
Ağzı açılanın siyasi arenaya çevirmeyelim temennileriyle içi boşaltılan, günü birlik siyasi mülahazalardan kaçınalım dileğiyle resmen politika yapılan kent konseyi şehrin ruhunu yine gereğince paylaşamadı. Yoğun kar yağışı, idari tatil ve oyalayıcı harcıâlem sunumlar kent konseyi trafiğini ilçe trafiğine benzer biçimde kilitledi.
Kente vizyon kattık, daha da katalım denilip belediye fen işleri ve çevre temizlik müdürlerinin abartılı sunumları, nereden çıktığı belirsiz Hindu armoni fonlu adıyla sabit çevre kültür ve ahlak derneği tanıtımı, valde derneği ve bir muhtarın belediye reisine teşekkür üstü şükran reveransları konseyi tam üç saat geç başlattı.
Boşa geçen üç saat. Memuru amiri, reisi müdürleri, başkanı varisi, düğünü derneği, muhtarı azası, kaşıyanı alkışlayanı dile kolay tam üç saat mesai harcadı boşu boşuna. Yasal gerekliliği yerine getirmekten başka bir marifeti de kalmadı konseyin. Komisyonları çalışmayan, yürütme kurulu toplanamayan, karar alıp gündeme taşıyamayan, format fakiri, usul ve erkân cahili, katılımcı gözünü boyama heveslisi, yılda iki kere olmasına rağmen becerilemeyen, tembel öğrenci müsameresine dönüşen bir kent konseyi yaşandı.
Biz olsak tüm komisyonları azleder, başkanlığından da çekilirdik konseyin. Uyum içinde çalışılmadığını, konsensüs sağlanamadığını ulu orta şikayet etmek, deklere etmek yerine, işi dost dertleşmesine bağlayıp paçayı kurtarma çabası yerine hakkıyla yapacaklara bırakırdık koltukları. Belediye salonunda yapılıyor diye illa kent konseyi başkanı, belediyenin başkanından yardımcılarından olmalı şeklinde bir kural mı var yönetmelikte.
Esenlerin aklını oluşturan heyetin, her haliyle katkı sunmasına, oyalamacı sunumlardan fırsat kalmadı ki ayrıca. İlçeye sözde katma değer kattığını savlayanlar, amfi tadında plağın ayni yüzünü çevirip durdular başından kuyruğuna. Her fırsatta her seferinde yaptıkları gibi ayni frekanstan yayın yaptılar izleyenlere. Taktik, pozitif önerilerin ve rasyonel eleştirilerin önünü kesmekti galiba. Bu katma değercilerde artık topyekun kendilerini sorgulamalı kendilerini yenilemeliler. Kendisini yenilemesi şart olan bir ilçede, acilen kendisini yenilemesi gerekli yöneticilerle yaşamak zorundayız maalesef. Ve görünen o ki işler rayında gitmiyor bu aralar. Balık baştan hesabı, ulusal öğretilerin ışığında çark etmeden,  önce kadeveciler yenilenmeli sonra bedavacılar.
Bu evrime bir sürü argüman var, emaneti yüceltmek adına sadece çıkıp konuşmakla da olmaz. Siyasetin kısır döngüsü içinde kıvranarak, sineye dokunacak sözlerden, Anadolu insanına özgü korku ve takıntılardan esinlenerek, reklamsı sunumların perdelediği hazirunu sıkıntıdan patlatan birleşimlerin adı da kent konseyi olamaz.
Yılgı dağları beklerken, kent konseyi yaptık bitti gitti denilemez. Açıkçası bu kent konseyinde de farklı bir perspektif ortaya koyulamadı. Övünüp durulan Esenleri yönetme sistematiği de çöktü. Yerel kalkınma gerçekleştireceğiz lafı da konseyde havaya asılı kaldı. Bu gidişle ilçenin marka değeri de beş paraya gider.
İki cümle yeter aslında konseyi tahlile. İstanbul’un en önemli lokasyonunda bulunan ilçenin kaderi lotaryalara kaldı yine. Ulaşımın en ortasındaki ilçe ama dahili ve harici ulaşımı dibe vurdu kimsenin umurunda değil. Ve fonksiyonel olmayacağı besbelli kent konseyi altı ay sonra.
Çalışma yönergesi olmayan, raporu gündemi olmayan, dinleyicilikte uzman konsey üyeleriyle meşhur bu periyodik bunalım altı ay sonra da devam eder. Bu bunalımda belediye reisi de meydanı boş bulup demokrasinin en iyi işleyeceği platformu oligarşik bir anlayışla belediye panayırına çevirir.
Bolluktan doğan yoksulluk da bu olsa gerek…  

01.02.2012
Bu Yazı 138 Kez Okunmuş

ERDOĞAN AKSU

OLMUYOR BEYLER OLMUYOR

ERDOĞAN AKSU

BALKON HİKAYELERİ VE REKLAMLAR

OLMUYOR BEYLER OLMUYOR

Ana muhalefet partisinin bir bireyi olarak yereldeki parti içi çekişmeleri bu sütunlara taşımadan genel siyaset üzerine dem vuralım diyorduk ama bizi de baştan çıkardınız. Olmuyor beyler olmuyor. Altın kapı da gümüş kaplarda yemek yiyip altın makasta kâkülleri yüze düşüren traş olunarak parti yönetilmez, yönetilemez ve yönettirmezler size.  Bir gün kep düşer kel görünür bilesiniz.

Geçenlerde herkesten gizli, partiyi ilçede hakkıyla yönetecek muhaliflere kapalı, kaçak göçek bir akşam yemeği düzenlemiş ilçe başkanlığı. Birkaç milletvekilini ne diyerek o yemeğe çağırmışlar, katmışlar Allah bilir. Ne masallar uydurulmuştur çocukların bile inanmayacağı öğreniriz yakında. Davet edilenler hangi kıstaslara göre planlanmış ve ayarlanmış yarınlarda cümle alem duyar nasılsa. Zaten biz kobra’nın yazısından öğrenebildik ziyafetin verildiğini.

İlçe başkanlığının baskın bir yemek verme hazırlığında olduğunu duyup duruyorduk. Davet edilmeyeceğimizi bilsek bile, davet edilsek de gitmeyeceksek bile zarafet gereği bir mesaj alırız diye bekledik. Her zaman olduğu gibi yine oldubittiye getirildi maalesef bu altın kapılı toplanış. Ne zaman değişecek bu kapalı kapılar arkasındaki babavari siyaset usulleri acaba. Altmış yetmişi bir araya gelir, üç binlik örgütü planlarlar sonra kırk bine bağlarlar oy harcırahını, çekip gitmek yerine başarılıyız yaftası asarlar boyunlarına. Ne zaman bitecek bu koltuk hırsızlığı acaba. Biz ise her fırsatta ahlar vahlar içinde dövünmeden bizi üçe katlayanlara serzenişte bulunuruz aklımız sıra ana muhalefet kalışın gereği. Düğme iliklemekle olmuyor Beyler olmuyor.

Partili arkadaşlar bir araya gelip elbette yemek yiyebilirler. Masa başında yönetsel mekanizmayı dizayn etmek en alışılmışı ve en kolayıdır çünkü. Yedirirsin yemeği girersin beyinlere, karın doğal yaşamı felç ettiği şu günlerde karınlar doyar, kış uykusuna özendirirsin zevatı. Zamanı gelince kongre arifesi parmak şaklatırsın uyanın diye, gerçekten uyanmalarından korkarak. Allah aşkına bu hipnotize etme acemiliklerine ne gerek var. Topla ilçe merkezine örgütü anlat derdini olsun bitsin iş. Ama olmaz akıl hocaları her kimse vermiş talimatı istersen uygulama.

Kendine yakın duracakları, muhtemel taraf olacakları çağıracaksın ki mekana yemek boşa gitmesin, efsunlu tertipler bozulmasın. Sanki davete icabet edenler bizim arkadaşlarımız değil, görmeyecekler akla karayı, bozmayacaklar oyununuzu. Bilesiniz ki zor oyunu bozar. Olmuyor beyler olmuyor. Ana muhalefet partisinin asli görevi iktidara muhalefet etmektir. Partiyi biz daha iyi yönetmeye talibiz diyenlere, yönetme sırası gelmiş olanlara değil.

Alt tarafı bir akşam yemeği deyip geçebiliriz. Afiyet bal şeker olsun ama altın kapının eşiğinde kongre süreci yatıyorsa, bu kafalar yüzünden ilçede ana muhalefet partisi yan yatmışsa, iktidar partisi ilçede altın çağını yaşıyorsa, dikensiz gül bahçesinde safahat içindeyse canı sıkılıyor insanın. Çok parçalı kongre mantığını tescilleyen bir art niyetliliği çağrıştırıyor bu altın kapıdaki gümüş takımlarla verilen yemek. Fiks mönüsü de küçük olsun benim olsun. Yine ben yöneteyim veya yine ben seçileyim ama yönetemeyeyim yeter ki titrim sağlam olsun, kartvizitim baki kalsın manevrası bu yemek.

Bizim bu alışılagelmiş manevralara karnımız tok. Fiks mönüdeki küçük olsun benim olsun siz de bize destek verin martavalını yiyeceğimize tavuk dönerli sandviçlerimizi paylaşırız cümle alemle. Tavuk kadar ciğeri olmayanlarla mangal gibi yüreği olanların yarışında genel merkez kimden yana ağırlılığını koyar siz de görüp şoklanırsınız sonra.

Olmuyor beyler olmuyor. Yemekli, ballı çörekli toplanışlar sizin olsun haber filan da vermeyin ama hısımımızın validesi hayatını kaybetmiş, İnsan bir mesaj çeker Allah rızası için. Olmuyor…
30.01.2012
Bu Yazı 82 Kez Okunmuş
ERDOĞAN AKSU