tütmeyen bacalardan
yükseliyor
pusu kurulmuş puslu havalar.
kızılcık sopalı ve kızılcık şerbetli
tan yeri ağartıları.
Ağlama fonlu nakaratlar.
Ağıtlar ve bağırtılar sofrasında
aç kalmak ve kalkmak alemi
ve divanı kurmak.
Duvarlara kazınan ve obalara yansıyan
çizgilerdeki isimsizlik.
Öylesine kurak ve
Kurak olduğunca çorak buraları.
Alın yazısından arta kalanlar
ezberde,
yalınkılıç yaşam
kırmızı biber tohumunda
saklı.
Sonra görebildiğine tümsek
küsmek yok,
doğanın volkanik istiflenişine.
Buraların küf kokuyor toprağı
Denizi yosun
yeşili güneş.
Evet işte buralarda
kıyılar çakmak çakmak.
Çakıyorsa çakan deniz
deniz Karadenizdir
Yetişir bu kadar zulüm
yanmış yıkılmış ocaklar
bacalarda fındık buğusu.
Evet işte deniz
isyan Karadenizdir.
Adını koymuşlar boyundan suyundan
Su aksudur.
Yaylalarda çelik çomak direnci
tümsek çok
küsmek yalan.
Bal kokuyor toprağı
kekik tütsülü.
Evet işte Deniz,
Deniz Karadenizdir.
Şimdi orada olmak vardı ya
zaman avlanmak zamanı.
Kurtarırsam yakamı ve yetişirsem
Bekle beni
yanmış ocaklardan
tüten bacalardan
sessizce yükselen ağıtların nakaratında.
Mutlaka gelirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder