KURULTAY DELEGELERİ EN İYİSİNİ BİLİR…
On yılların kongre tüccarları ve Kurultay mühendislerini bir yana bırakıp olağanüstü Kurultay yapılacak ise olumlu sonuçları olur. Yoksa ayni netice alınır. Zaten siyasette şans birçok kez kapıyı çalmaz. Siyaset, kader kısmet edebiyatıyla yapılır ise siyasi ömür pek çabuk geçer gider. İşte o yüzden beklenen değişim, istenen dönüşüm bir an önce hayata geçirilmelidir. Yeniden Umut olmanın gereği bu kez başka kurultaylara kalmamalıdır…
Bu kez soluklanmak ve nefeslenmek partide iktidarı yıllardır ellerinde tutanların değer yargıları ile ölçülmemelidir. Çünkü Kurultay manevralarında uzmanlaşmış bir delegasyon ile temel ilkeleri tartışmak usulen doğrudur. Ancak doğru sonuca ulaşıp ulaştırmayacağı ise meçhuldür. Memleket ileride değişeceği bariz çok sıkı ve despotik bir dönemden geçiyor. Millet şimdilik pek farkında değil ama otorite ağırlığını koyacak, baskı her zaman var olacak. İşte bu ortamda muhalefetin Lider Partisi de içten içe kaynayan muhalefeti görmezden gelmemelidir. O dönemlere hazırlanmalıdır.
Hızla örgütsel yıpranmışlık ve kısır tartışmaların odağındaki yönetsel mekanizma yenilenmelidir. Kaybolan kurumsal birlik ve kitlesel bütünlük elbirliğiyle tekrar yakalan malıdır. Artık kongre ve kurultayları parti içi demokratik yarış diye diye çığırından çıkaran süreçlere de dur denilmelidir. Olmuyorsa peşi bırakılmalıdır. Tarihle sabittir aşırı ısrar dibe vurdurur.
Bunun olmamasının birincil ve ilkesel yolu Kurultay delegelerinin pasifize edilmemesi ve kontrole alınmamasından geçer. Yönlendirilmemesinden geçer. Yani artık delegeler yeni tescillenen rejime karşı duracak bir modele geçiş izni vermelidir. Meseleyi Parti içi yarış, Parti için kavga görmeden tüm siyasal çıkarlardan arınarak noter kâtibinin önünde memleketin esenliğini düşünerek imzayı koymalıdır.
Nam olsun nem olmasın, koltuk benim olsun başkasına kalmasın tavrı ile naif bir görüntü verildiğini sanmak ve kusursuz bir tutum içinde olduğunu dillendirmektir asıl yarışçılık. İşte artık kaçınılması gereken tavır budur. Delegelerin de etiket için siyaset yapanlar ile millet için siyaset yapanlar ayrımı doğrultusunda karar alma zamanıdır. Karara alıp, İmza vermek ise siyasal cömertliktir.
On yıllardır açık gizli değişen sistem boyutunda göz göre göre ayni algı ve vazgeçilemez alışkanlıklarla siyaset gütmek hiçbir zaman iktidar iddiasını güdümlememiştir. O halde uzun yıllardan sonra zor bir hal yakalanan bu fırsat iyi kullanılmalıdır.
Bilinmesi gereken bir gerçeklik de zaten bu memlekette iddiaları millete taşıyan, emek esaslı yükselen kim olur olsun anında dışlanır. Hele siyasi şans birilerine gülünce, asık suratla hemen benim genel başkanın iyidir tescillemesine çalışılır. Bu kez tüm kurultay delegeleri her şey bir yana adaletli davranmak zorundadır.
Ama en iyisini yine de Kurultay delegeleri bilir. Bu kez allandırılıp ballandırılan hiç bir şeye kanmamak lazım. Yakışmaz. Çünkü kanmak başkalarına mahsus bir eylemsizliktir.
Şimdi eylem zamanıdır…
On yılların kongre tüccarları ve Kurultay mühendislerini bir yana bırakıp olağanüstü Kurultay yapılacak ise olumlu sonuçları olur. Yoksa ayni netice alınır. Zaten siyasette şans birçok kez kapıyı çalmaz. Siyaset, kader kısmet edebiyatıyla yapılır ise siyasi ömür pek çabuk geçer gider. İşte o yüzden beklenen değişim, istenen dönüşüm bir an önce hayata geçirilmelidir. Yeniden Umut olmanın gereği bu kez başka kurultaylara kalmamalıdır…
Bu kez soluklanmak ve nefeslenmek partide iktidarı yıllardır ellerinde tutanların değer yargıları ile ölçülmemelidir. Çünkü Kurultay manevralarında uzmanlaşmış bir delegasyon ile temel ilkeleri tartışmak usulen doğrudur. Ancak doğru sonuca ulaşıp ulaştırmayacağı ise meçhuldür. Memleket ileride değişeceği bariz çok sıkı ve despotik bir dönemden geçiyor. Millet şimdilik pek farkında değil ama otorite ağırlığını koyacak, baskı her zaman var olacak. İşte bu ortamda muhalefetin Lider Partisi de içten içe kaynayan muhalefeti görmezden gelmemelidir. O dönemlere hazırlanmalıdır.
Hızla örgütsel yıpranmışlık ve kısır tartışmaların odağındaki yönetsel mekanizma yenilenmelidir. Kaybolan kurumsal birlik ve kitlesel bütünlük elbirliğiyle tekrar yakalan malıdır. Artık kongre ve kurultayları parti içi demokratik yarış diye diye çığırından çıkaran süreçlere de dur denilmelidir. Olmuyorsa peşi bırakılmalıdır. Tarihle sabittir aşırı ısrar dibe vurdurur.
Bunun olmamasının birincil ve ilkesel yolu Kurultay delegelerinin pasifize edilmemesi ve kontrole alınmamasından geçer. Yönlendirilmemesinden geçer. Yani artık delegeler yeni tescillenen rejime karşı duracak bir modele geçiş izni vermelidir. Meseleyi Parti içi yarış, Parti için kavga görmeden tüm siyasal çıkarlardan arınarak noter kâtibinin önünde memleketin esenliğini düşünerek imzayı koymalıdır.
Nam olsun nem olmasın, koltuk benim olsun başkasına kalmasın tavrı ile naif bir görüntü verildiğini sanmak ve kusursuz bir tutum içinde olduğunu dillendirmektir asıl yarışçılık. İşte artık kaçınılması gereken tavır budur. Delegelerin de etiket için siyaset yapanlar ile millet için siyaset yapanlar ayrımı doğrultusunda karar alma zamanıdır. Karara alıp, İmza vermek ise siyasal cömertliktir.
On yıllardır açık gizli değişen sistem boyutunda göz göre göre ayni algı ve vazgeçilemez alışkanlıklarla siyaset gütmek hiçbir zaman iktidar iddiasını güdümlememiştir. O halde uzun yıllardan sonra zor bir hal yakalanan bu fırsat iyi kullanılmalıdır.
Bilinmesi gereken bir gerçeklik de zaten bu memlekette iddiaları millete taşıyan, emek esaslı yükselen kim olur olsun anında dışlanır. Hele siyasi şans birilerine gülünce, asık suratla hemen benim genel başkanın iyidir tescillemesine çalışılır. Bu kez tüm kurultay delegeleri her şey bir yana adaletli davranmak zorundadır.
Ama en iyisini yine de Kurultay delegeleri bilir. Bu kez allandırılıp ballandırılan hiç bir şeye kanmamak lazım. Yakışmaz. Çünkü kanmak başkalarına mahsus bir eylemsizliktir.
Şimdi eylem zamanıdır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder