TURKUAZA YAKIN YANGIN
Turkuaza yakın renk tutmuş gökkubbeyi. Tutuk gökkubbede yaz yağmurları salkımlanıyor. Sonra ceviz dolusu altın kubbeli kenti resmen dövüyor. Sırtı lacivert denizin kıyı şeridinde üşüyor çıplak martılar. İnce telden bir eski şarkının yürek titreten ritmi yankılanıyor tereklerde. Gri gölgeler mavi derinliklerde gizleniyor. Denize çepeçevre sokaklarda çemberin dışında kalmışlar tek bir gözle kıyıdan Denizi izliyorlar. İskeleden yalı boyuna yayılıyor isyan…
İskeleti bozulmuş ve hırpalanmış bir kentin kendisi ile kavgası bu istim üzerindelik. Sesi kısık isyan. Turuncuya boyanmışlık turu. Tur bindiren yağmalanışa mavimtırak bir yağmurluk giyerek karşı duruş. Aslı mor salkımlı bir kayboluş. Nice mavi yolculuklarla dizginlenen ve öldüren bir ıslaklık kıyı bucak dağılan.
Bu kez tiz bir ıslıkla üşüyen yüreklerin kazanımı sürgün verdi. Veya kaybedişin. Kentin tetiği düşmüş hali bu. Namluda şanlı, şanslı günlerden kalma nam. Karnından vurulmuşluk hissiyatı. Nem vurmuş nemrut yüzleri. Öyle soluksuz bırakan bir atmosfer ki duymazlık ve duyarsızlık içkisi sunuyor koca kente. Tava gelmişlik. Tavırsızlık mezesi masada.
Sıralanıyor sırayla mazilik varyasyonlar. Tehlike bilinmesine karşın kaçınılmaz son. Zoraki ziyaretler nafile. Soruşturmalar rezervasyonlu. Yas ilanları ile bayrama kaçış vizesi. Mesele vicdan meselesi. Güven kaybı mozolesi. Model farkı. Sonuçta her şey yurt dışı merkezli. Daha birçok betimleme. Yükleme. Niteliksiz niteleme. Yapılabilir. Ama hepsi turkuaza kilitlenmiş.
Bu arada altın kubbeli kentin sırtına bıçak saplı. Bıçak sırtı yaşam sürenler safacı ve estetik kaygısız. Soluk bir lodos öncesinde hafiften bodoslama dağılıyor yosun kokusu. Peşinden yoksunluk korkusu. Turkuaza yakın bir renge bulanmış gök kubbenin altında kireçli taşlıkların gül yüzlü insanları ve noksanları. İnsafa gelmek yok. Hiç sakınmadan gülünç ve kekeç bir avuntunun peşindelik alevleniyor. Turkuaza yakın bir yangın gökkubbenin altında.
Bu yangı ve düşmüşlükte açıkta kalma korkusu var. Sorunlara farkındalık ve çözümsüzlük deryasında boğulma var. Sanki Denizi deryası turkuazda buluşmuş. Tahta kurdu kemirmiş turkuaz desenli iskelelerde buluşulmuş. Şarkılardaki bahis ise yaz denizine gömülmek. Tuzlu sularda yakamozlara yakalanmak. Hayat kurtarıcı nefesi çekmek. Boğuldukça yeniden doğmak. Turkuaz rüzgârlar yüreğe çarptığında da uslanmak. Hürriyet aşkıyla ıslanmak ıslanmak. Yaz yağmurlarıyla dolu dolu ısınmak. Kemirgenlerin istilasındaki iskeleden uzanıp ufka tutunmak. Ne reform girişimleri gördü bu memleket.
Geçmişini bilen geleceğini göremeyen turkuaza yakın bir renge bürünmüş gökkubbe. Gök kubbenin altında altın sırımlı saklı kentler. Salkım saçak bir memleket. Bir dönem bitti yenisi baştan ortak akla yenilmiş yangını bu. Yangınlarda. Memleketin dört bir yanına dağılıyor en bilinen yanıyla fırsatçılık. Eski günlerini arıyor turkuaza hayranlık. Hayat işte.
Turkuaza yakın bir renkte ağlıyor gökkubbe. Kıyılara dağılmış kentler suskun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder