13 Temmuz 2018 Cuma

CENNET YERLEŞKESİNDE İKAMET VE ÖLÜMSÜZLÜK…

CENNET YERLEŞKESİNDE İKAMET VE ÖLÜMSÜZLÜK…
 
Şu fakir memlekette zuhur eden manzarayı, manzarada inanılmaz boyutlu ne varsa körler görmeyenlere, görenler ise körlere,  çaplarına göre anlatır da anlatırlar. Memlekette her şey olay üstü olay, velhasıl yer altı yerüstü, her şey legal illegal vaka. Ve her şey beş vakit namı değer seslerle duyurulur. Değme ilan edilir. Akıl tahtasına yazılır. Yine de duyulmazdan gelinirse eğer, peşine yeni bahaneler veya hadiseler uydurulur. Amaç asıl olanı unutturmaktır. On yıllardır böyle işliyor düzenek.
           
Şimdinin gündeme düşeni, hayretengiz veryansını ise aktarı oktarı ile silikon vadisindeki kösnül ayartmalar. Sanki yeni farkına varılmış imajı verilen sözde cennet ikametli ölümsüzlük üzerine kurulu tezgâh. Geniş bir suç silsilesi ferman ile körlerin gözlerine bir perde daha çekilecek. Bu kafeslemelerle köselere son bir perdah daha atılacak. Masallar. Büyüklere masallar…
 
Zaten özdenetim günlük sosyal siyasal faaliyetler dışına taşmadığı ve yapay gündemler kurgulanmadığı sürece özel dertlerle ilgilenir. Öze dair eleştiri mekanizması işler. Başa dert açar. Elbette bu istenmez. O yüzden bir anda planı programı çok önceden yapılmış kurgu-olgu kör gözlere dayanır. Yani her şeyin malzeme yapıldığı bir süreçte, özeleştiri geleneğinin olmayışı ve tartışma kültürünün unutuluşu nedeniyle kronik hastalık devam eder.
 
Hastalık aklı ve yüreği devamlı sihir çizgisinde olanları ve atanları asla menzil ötesine geçirmez. Bunlar tüm uzuvlarını konuşulan ve konuşlandırılan umdesiz meselelere yorarlar. Tüm enerjilerini etrafta dönen döndürülen dolaplara harcarlar. Güdük bir anlayışla on yıllardır çemberin içinde yer alanların, çember dışına itilmelerini başarıdan sayarlar. Hiç bilmezlermişçesine de pür dikkat kesilirler.
 
Oysa en başından beri çıplak mesajlar, çarpıcı programlar, renkli projeler ve esrarlı cilvelerle donatılmış ve pek sevimli hallere dönüştürülmüş ve dahi teknoloji ile geliştirilmiş bu uyutmacı ideolojiye, gerçekdışı eril dişil teslimiyete, ruhbanlık derecesinde sihirli bir mesihlik de eklenen, çalgılı çengili tepeden tabana baş döndüren bu atmosfere dokunulmaz. Bilerek dokunulmaz.
 
Sonra bir anda doğrudan temas. Tersyüz edilen heves. Oysa baştan beri başlarına geleceği bildiklerinden midir nedir asla mevcudu reddeden değil mevcudu hayata geçirecek unsurları öven bir çizgiden şaşmamışlardır. Şaşkınlık bize de mi bağlamında mükellefiyete tabiidir. Bedeller, çok ağır bedeller ödetilerek kurulan şatafatın derinliği ve her türlü manevi değeri yutan kara delik birden gözler önüne serilir. Memleketin karanlığa götürülüşüne kör uyanıklık bir anda insanlık dışı ve satana özgü değerler veya değersizlikler doğrultusunda kurulmuş sisteme sitemi geciktirmez. Zeytinyağı gibi üste çıkma ve kirlenmişlikten sıyrılma mübalağası, yaranma ve yamanma bağımlılığı kendini gösterir.
 
Bu bağlılık ve bağımlılık çerçevesinde akıl hoplatan bu gösterişli vasıfsızlığa yıllar içinde yürekleri sızlatan kapalı destekçilerin ve bu örgütsel oluşumu sözde kurumsal varsayıp zımni katkı koyanların makas değiştirmesini de sorgulamak gerekir. Çünkü memlekette şu anki gibi kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir dönem hiç yaşanmadı. 
 
Onun için hakiki bir sorguyu beklemek ve istemek milletin en doğal hakkıdır. Tatminsizlik tabelalardaki rakam ve yüzdelere içlenmek ve anlık çırpınmalar ile giderilemez. Geç ayılmalar, geç de olsa akıllandık dizaynı her tarafa yayılan, ağzı açık bayılınan ve adamdan sayılan bu gereksizliğin baş tacı edildiğini, zamanlı zamansız benimsendiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Mevcudu aklamaz ve asla fayda sağlamaz. Çünkü böyle irili ufaklı, birbirine benzer binlerce meczup çetesi mevcut.
 
Daha iki cihanda kurulmamış cennet yerleşkesine ikamet garantisi veren ve ölümsüzlük sunan bu negatif tin-enerji tacirleri bu kırık ve kırılgan düzenin ezen yüzü ve amaçsız yüzsüzleridir. O yüzden incelikli hesap sormak lazım.
 
Öyle safa ve körlüğe yatmakla, bir dokunup bin ah işitip rafa kaldırmakla bu karabasandan uyanılmaz…

Hiç yorum yok: