FİRUZELİK MAKAMI...
Renkler alemi görsel duyulanmayı örgütler. Göz ve görme açısından ayırt etmeyi sistemler. Bu örgütlü sistemde renkler, ışık uyartılarının insan gözünde ve yüreğinde nitelik kazanmasıdır. Yansımaların ve kırılmaların dalga boyutuna bağlı bilinçte tetiklenen inceliktir. Evrendeki tüm olaylar renksel bir armoni içerir. Ayrıca öyle renkler vardır ki aklı fikri çarpar. Tıpkı Firuze gibi...
Renkler pınarında açığından koyusuna, koyusundan kapalısına kadar nice renk parıldar. Bu pırıltılardan bir veya bir kaçı kaçak gönülleri mest eder. Öyle ki sevgiye taşınır, aşka dönüşür. Tanışma faslında da renk sorgulaması yer yurt tutar. Hangi rengi seversiniz? Kırmızı, yeşil, mavi, sarı, lila, kahve, pembe, bordo severiz. Eskiden beyazı da severdik, karayı da. Şimdi pek beğenmeyiz, çünkü akı karası birbirine karıştı son dönemlerin. Ama bir renk var ki o bir başka, turkuaz...
Renkler katında firuze; maviye yakın gönülçalan bir görünümdür. Değerli bir mineral olarak değerlendirildiğinde açıkça turkuazdır. Yüzük taşı formatında ise açık yeşil ile gök mavisi arası bir muhteşemliktir. Seneler evvel notalar makamıyla aklımıza yerleşmişliği ise asla yadsınamaz. Sezen sezmeyen herkes bilir o firuzelik makamındaki yangını. İnce mesajı. Sonsuz çağrıyı ve özlemi...
Metalimsi olmayan pırıltılarla donanmıştır firuze. Firuzdur esinlenmek açısından. Yani minerallerinde bir sevinç, uğur, ferahlık ve mutluluk yansıtır. Hürrem de odur, Gönülaçan da, pertev de. Firuzan da...
Zafer usa yerleştiğinde renkler makamı gökyüzünü yeryüzüne indirir. Klasik olan ne varsa renk renk işlenir. Çünkü bükülen ve kıvrılan her metanın özü yansıttığı renkle özdeştir. Öyle ki sözün içinden geçer başka sözlere kapılar açılır. Bir kere olsun duymak için yol alınan, can verilen her renge hayat yolculuğudur asıl olan. Bu arada oluşan renk saltanatı her cemrede hayat yolcularını cezbeder.
Ama firuze bir başkadır. Firuzelik makamına erişmek ise bir ayrıcalıktır. Firuzendeler anlamaz o ahengi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder