DÜNDE YAŞARKEN KURULMAK...
Dünde yaşamak, dün de yaşayanlar için ne ifade eder bilinmez ama birgün kendilerini zor savunacak duruma düşerler. Bu günden düşüyorlar. Yarın ise kim bilir kimin elinde hangi bayrak sorusuna muhatap olurlar. Ancak asıl gaye bambaşka. Başkan bir gece yarısı flaş atamalar ile kurulları belirleyecek. Bahsi geçmeyen mevzu bu. Ayrıca diğer yandan bilinmesi gereken şu; sağın uzman olduğu konuların başında amerikancılık gelir...
Siyasette temel bir olgu vardır. Eğer bir konu ağırsa ve bir anda çözülemeyecek yoğunlukluysa kurulur komisyonlar, belirlenir kurullar ve mesele oraya devredilir. Sonrasında uğraşıp, tartışılıp durulur. Resmen yaşanır kısır döngü. Bu zorun zoru politika sürecidir.
Demek ki andan ileri kurullar, kayyumlar yönetecek memleketi. Bir de konkordato komiserleri ilgilenecek. Ülke o kadar zor durumda o halde. Başkan ise meteoroloji verilerine göre yurtiçi yurtdışı temsil görevine sürülecek. Bu arada iğneden ipliğe zamlar yağacak, kızışan illere seri zamanlı, eş zamanlı operasyonlar düzenlenecek. Vatandaş prim borçlarını yine ödeyemeyecek. Azanlar gözünün yaşına bakılmadan içeri tıkılacak.
Oysa siyaset mekanizması geçmişe dadanarak değil geleceği dizayn ederek fayda sağlar. Değil mi ki siyaset özünde; liderlik, vizyon, kitleleri ikna, proje, sempati ve güven verme sanatıdır. Ve uzun zamandır bunlar yerli yerindedir. Öyleyse neden hala dün de yaşamaya devam edilir. İşte bu anlaşılmaz. Zaten kazma nereye vurulursa su çıkıyor. O halde yetkiyi kurullara devretmek niye. Veya yetkiye kurulları ortak etmek nedir...
Dün ile uğraşanlar bugün başkanlık kurullarını belirliyor. Yarın bu kurullar; 'Bilim Teknoloji ve yenilik politikaları kurulu, Eğitim ve öğretim politikaları kurulu, Ekonomi politikaları kurulu, Güvenlik ve dış politikalar kurulu, Hukuk politikaları kurulu, Kültür ve sanat politikaları kurulu, Sağlık ve gıda politikaları kurulu, Sosyal Politikalar kurulu, Yerel yönetim politikaları kurulu' olarak memleket için politikalar hazırlayacaklar.
Popüler olsun diye Posta kutusu gibi belirlenmiş bu kurullara kimler atanmış, iş görmecilik babında bir bakmak lazım. Elbette peşinden devletten devrim odaklı açıklamalar gelir. Gelir ama dün de kaldıkça, millet neme lazım dedikçe memleket içinden çıkılmaz sorunları başına musallat eder durur. Artık dünde yaşarken kurulmak, kurulup kurumlanmakla işlerin düzgün gitmediği de açıkça görülüyor.
Ayrıca bu memlekette bu kurum ve kurullar varken devrimciliğe soyunmaya da hiç gerek yok. Şu memlekette sadece yaşamak bile başlı başına bir devrimciliktir, devrimdir.
Dünde yaşayanlara ve yaşadıkça kurulanlara göre de suçtur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder