ROZET
Yakaya takılan rozet aidiyet duygusunu kanıtlayan en çarpıcı semboldür. Sanki rozetler dünyayı kucaklama gücüne sahip küçük metal nesnelerdir. Bazen dünya görüşünü, bazen yolu takip edileni, bazen kurumsal bir duruşu simgeler…
Ömründe yakasına bir kere bile rozet takmayan neredeyse yoktur. Veya ömründe her nevi rozeti peşi sıra çıkarıp bir yenisini takmayı maharet sayanlar da çoktur. Rozet değiştikçe değiştirene çıkılacak basamak dayanmaz. Ama aidiyet zedelendikçe zedelenir. Sapla saman karışır. Öyle zaman gelir ki rozetin anlamlılığıyla bağdaşamayacakların bile üstün körü bağımlılığı kafadan prim yapar. Hele öyle rozetler vardır ki onu asla takamayacakların aidiyeti de bir yere kadardır. Yani diplomasız diplomat kesilmek gibi bir şeydir rozette yankısını bulamamak.
Takılan rozetle katılım yollarının alabildiğine serbestçe açıldığı, olanı biteni geçiştirmek kabilinden, gerçekçi olmadan bir yerlere gelebilmek olgusu güncellendiği içindir yegâne heves. Böylesi geleneksele dayanmayan zümre takipçiliği nedeniyle nice yanlışlar yapılır. Yılların gelenekleri bir bir yıkılır geçilir.
Tüm yıkım süreçlerinde ise düne kadar büyük camialardan habersizler bir anda ünlenmek ve cemiyette yer tutmak için sahte rozetçi kesilirler. Rozet üstüne rozet takarlar. Altın, gümüş kesmez pırlantalısından vazgeçmezler. Çünkü amaç zengin gösterip camiaların kolaycılığa teslimiyetinin hızlandırılmasıdır.
Tıpkı Yüksek Siyasetçilerin bir anda Yüksek Ticaretli kesilmeleri gibi...
Bu keskin kıpraşmalar on yıllarca yakalarına Yüksek Ticaret rozetinden başkasını takmayanlara da resmen ayıp etmektir. Bakıldığında o rozetin içindeki semboller bakana göre değişen karmaşık duygular verebilir. Veya hoş gelebilir. Ancak sembollerin her birinin yüklü anlamları vardır. Ve bu anlam denizi kuruma alakasız Yüksek Siyasetçileri bir hayli zorlar.
Zorlar çünkü Hamidiye Ticaret Mektebi Alisi’nden itibaren 133 yıldır bir ekolun, okulun, akademinin, fakültenin, üniversitenin devamını simgeler o rozet. Tümünü de bir güzel kapsar. Diploma cetvelinde adı sanı ve namı yazması suretiyle güçlendirilen icazet ile şehadet somutlanmasıdır yakaya takılan o rozet. İlime ve bilime sahiplik, cesaretlilik, tavır, tutum, durum ve duruştur.
Yeryüzünde anlamı derya başka bir rozet daha var mıdır acaba diye düşündürür o yakaya övünçle takılan rozet. Yani öyle sıradan bir rozet değildir; “Ticaret Tanrısı Merkür’ün Kanatları vardır rozette. Kanatlar mekân aşan kudretin ve değişimin sembolüdür. Asa ise taksim eden kudrettir, servetin eşit bölümü, gurur ve heybeti simgeler. Yılan, sihir ve füsun kudretidir. Kandırma, ram etme ve ikna sembolüdür. Altın paranın çeyreği ise değer ölçen sembol, mübadeleye araçlık yapan kudrettir. Ve Defne Dalı barış sembolüdür. Ticaretin barış ortamıyla ilgilidir.” Küçücük bir metal nesnenin dünyayı bu denli kucaklama gücüne sahipliği muhteşem bir olaydır. Geçmişten geleceğe taşınan bir sorumluluktur. Eksik dinamizme, çıkış yapma ve çözümsel patlama beklentilerine en paha biçilmez yanıttır. Dündür, bu gündür ve yarındır.
Yüksek Siyaset bağlamında rozet bağımlılığı ise resmen aidiyet gerginliğidir. Gerileyişe ve sıradanlığa zemin hazırlamaktır. Hiç kimse gücenmesin ama tarihi sorumluluğu harfiyen tersine çevirmektir.
Bu günden yarına toplumsal muhalefetin önünün iyice tıkandığı, her kesimde özgürlüğün, yaşama ve yaşatma, demokratik hakları yeterince kullanamama endişesinin ayyuka çıktığı, ekonominin sos verdiği, piyasaların çalkalandığı gerçeği söz konusuysa bu rozet olayına kafa yorma zamanıdır.
Kafa yorma zamanıdır çünkü rozet deyip geçmemek lazım. Şu yakaya takılan rozetlerdeki ısrarcılık ile dünyayı kucaklama gücü iyice kaybedilir. Ve o küçük metal nesneler zamanla panzehirsiz zehir olur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder