29 Eylül 2018 Cumartesi

HAVA AKIMINA KAPILMAK

HAVA AKIMINA KAPILMAK        
 
Yurt içi ve dışında atmosfer çok karışık. Memleket ve millet hava akımına kapıldı gidiyor. Biraz çevresel, tamamen siyasal bir bozukluk ile başıboşluk kuşattı tüm katmanları. Akışkan bir ortam, dramatize günler ise kapıda bekliyor. Durum tam ambulanslık. Hilesiz hurdasız yaşamakta iyice zorlaştı. Kara kış dönemi yaşıyor memleket. Millet donmuş ve suskun…
 
Robot medya hala fantastik çırpıda çırpınıyor. Durum kolluyor. İş, güç, geçim derdiyle millet çırpınırken onlar atmosfer ne muhteşem değil mi kıvamında. Mahşeri manşet cambazlığı zirvede. Gidişatı yedirme telaşındalar.  Yancılığın da bu kadarı. Pes doğrusu. Kendilerinin sunumları toptan vakıa, diğer yayınlar tamamen ajitasyon. Yani kışkırtma. Akıllar akımların hangisine kapılırsa kapılsın sonu yok. Akıl tutuşması. Buz Çağı. Çünkü her flaş durum anında buz kesiyor.
 
Akım, hele de hava akımı olunca bunca havanın, hava atmanın elbet bir bedeli olacaktır. Havalar bozulur, asfaltlar buzlanır. Mantıksal gerekçelerle bile duracak fren kalmaz. Zaten son sıralarda kesin olan tek şey var kürsü atmosferinden faydalanmak. Paylanmak. Geceden sabaha sırtını güvenilir balyalara dayamak. Oysa hava akımlarına tutulmaktan dolayı kaygılanmak gerekiyor.
 
Bu ve benzeri hava akımları epeyce özveri fedakârlık gerektiriyor. Gönderi anlı şanlı dalgalandırmak çoktan geldi geçti. Şimdi resmen akıl tutulması günleri. Milletin makûs talihi masalı. Büyük necip millet atmasyonu. Millet havadan sudan takılıp, havanda su dövüp, akıl dağıtan hava akımına dayanamaz ise hayat zor. Soğuktan sokakta duramayacak, kemoterapi sonuç vermeyecek, kem gözler yalanlarıyla durum kurtarılamayacak soğuk günler kapıda. Yurtiçi yurtdışı hava akımları dolayısıyla muhteşem atmosfer çok kötü şartlara evrildi hikâyesi de tutmaz artık. Yani yırtık da yama tutmaz.  
 
Yıllar yılı evrim yok, devrim yok derken ağırlaşan dünyada hava muhalefeti yüzünden konkordatolar daha çok birbirini takip eder. Bir Millet Uyanıyor şahikasından bir millet uyuyor, uyudukça batıyor iklimine devrilir memleket. Öyle ki hava şartları değiştikçe akıma çarpılanlar yüzyıllar öncesini de hakkınca taşıyamaz olurlar. Mevsim bunalımı içinde bocalarlar. Periskop aşağı yukarı inip çıktıkça izlenilen doğru mecra kalmaz. Çare kalmayacağı açık seçik öğrenilir. Hava akımını hiçe saymanın sonucu işte budur.  
 
Her şeye zam yağmurları ve gam yelleriyle oradan oraya savrulan memleket yeni ekonomik hipotezler ile tezelden küresel piyasalara endekslenir. Böyledir biten ekonominin xvyz hesabı. Hava akımları yeni yeni hava patlamalarını da beraberinde getirir. Ver papazı al parayı tarzında gerilen hava da yumuşamaz. Buz günler geri gelebilir. Hava akımları daha neler doğuracak ve doğurtacak neleri çalıp götürecek çok yakında görülecek. Ama memleketin her kötü pozisyonunda iyi propagandaya çevirme havasına kapılan yarı milletin, saray rejimi ve rant ekonomisinin sonuçlarına da katlanması gerekir.  Bunlar iyi günler millet daha neler görecek ki görecek.
 
Hava akımına kapılmanın bedeli epey ağır olacak gibi…

Hiç yorum yok: