14 Mayıs 2019 Salı

ANtiKa KÖPRÜ...

ANTİKA KÖPRÜ...

Son yıllarda seçim  geçim krizi ile boğuşan bir memleket olduk. Gittikçe daha antidemokratik, daha baskıcı, totaliter bir rejime geldik dayandık. Dahası açıkça açık faşizme yeni tanımlar eklenerek ılımlı durum açıklamaları gırla. Böylece görülmezlik hapı yutulduğu sanılıyor. Bana dokunmayan yılan misali sin saklan tamam. Dokunmasın size ama yüz yıllık devletin kurumsal yapısı ciddi tehdit altında. Artı kimlikler. Demografik yapı darmadağınık. Bariz biçimde işleniyoruz. Fişleniyoruz. Hal böyleyken bu ne antika zihin girdabıdır anlamak zor...

Kim ne derse desin böyle giderse çıkış yok. Haziran'da bu antika anlayışın önü kesilmezse faşizmle omuz omuza saf tutulur cümle aleme karşı. Ve faşizme karşı omuz omuza mücadele de yalan olur. Bırakın mücadeleyi, söyleyenin bileti  kesilir anında.

Yani mevcut zihniyetin ve uygulanırlığı hayal bu antika ekonomik modelin lehine bir memleket tavrı çıkarsa, havanda su döven bir politika güncellenir. O yüzden nokta seçim deyip geçmemek lazım.

Haksızlığın hukuksuzluğun dikalası ama belki de iyi oldu bu iptal kararı. Şimdi resmen memleketin geleceği oylanacak. Bir açıdan memleketin nefes alması gerçekleşecek. Ya da ertelendikçe ertelenen illaki acil çözüm gerektiren problemlerle millet biraz daha oyalanacak.

Umut kırıcı bir söylem olarak tarihe kaydı düşülmesin ama mevcut atmosfer reel kriterler doğrultusunda değerlendirildiğinde memleketin işinin gerçekten çok zor olduğu aşikar. Bu haliyle milletin de. Yani sadece her şey çok güzel olacak vurgusu yaparak düzelmeyecek kadar vahim bir tablo var ortada.

Yine de tabanda yayılmacı ve yağmacı antika metodlarla bir şekilde dövizdeki yükselişi durdurmak, faizleri makul seviyede tutmak seçime kadar mümkün olabilir. Bir mim koymanın hangi yüksek bedeller karşılığında olduğu da belirsizliğini korur. Ama kısmi rahatlama sağlanır. Nereye kadar seçime kadar.

Zaten bu seçim ekonomisinin  derde kesin çare olmadığı biliniyor. İleride zararı açıkça görülür. Ama iş işten geçmiş olur. Yani Haziran sonrasında değişim gerçekleşmez ise bu ekonomi politik daha çok canlar  yakar.

Yakar çünkü memleket ekonomisi inceden korozyona uğramış halde.  Ekonomi şimdilik içinde bulunduğu kaosu atlatmak yerine seçim var diye es geçiliyor. Bu biçimde de kalabilir. Yerinde sayabilir. Stabil görüntü verebilir. Ancak bu bile ekonominin yavaştan çürümekte olduğu gerçeğini asla değiştirmez.

Endişeye mahal yok diyerek antika göstergelerle savunuya geçmek ve kamuoyunda kazananı besbelli bir seçimin hiç gereksiz yenilenmesinin daralan ekonomiye hiç menfi etkisi olmaz demek aymazlıktır. Politik cambazlıktır.

Seçim üstüne seçim memleketi tam ortadan iki yaptı. Yarıya bölünmüş milletin de yarısı işsiz aslında. Geçim sıkıntısı hat safhada. Anında yok canım denilebilir ama memleketin iş gücüne katılım oranı yüzde elli seviyesinde. İşsizlik yüzde on beşi vurduğunda ki rakamlar öyle ekonomist penceresinden bakıldığında yüzde elli küsur çalışmayan söz konusu. Yani milletin çalışacak konumdaki yarısı iş gücüne katılamıyor.

İşte neredeyse dokunulmazlık zırhına büründürülmüş antika zihniyet böylesine ağır memleket ortamında hep seçimlerden besleniyor. Şartlar ağırlaştıkça da toplumda umutsuzluk, karamsarlık, şiddete yatkınlık gibi psikolojik sorunlar yaygınlaşıyor. Ve küresel kapitalizmin güdümündeki zihniyet antika normlarla gelir ve servet dağıtımı yoluyla ciddileşebilecek tepkilerin önüne geçiyor. Kendi özel tabanını rahatlatıyor. Yani bir anlamda iktidarın sürdürülmesi için istenen de böylesi bir antika ekonomi.

O halde mevcut zihniyete ve antika ekonomi politikasına Haziran’da ilk uyarı verilmelidir...

Eğer ince ayar çekilmez ise sonraki dönemler hepten zehir zıkkım olur. Top yekun borç denizinde yüzülür. Ekonomi durgunlaşır. Kapasite düşer. Kredi kıtlığı baş gösterir. Enflasyon canavarı durdurulamaz. Hayattan fazla bir şey beklenmesi tarihe karışır.  İşler arap saçı olur. Maalesef memleket hiç istenmeyen bir sona doğru sürüklenir.

Haziran ise antika köprüden önceki son çıkış...

Hiç yorum yok: