21 Ekim 2025 Salı

FUTBOL ÇAĞININ ÇAĞRISI

 FUTBOL ÇAĞININ ÇAĞRISI

Bu anlatının özü yine Kanarya ötemedi, gine Aslan kükreyemedi, gene Kartal uçamadı, kene Pirhana koparamadı bağlamında, işler yolunda gitmiyor vurgusu değil. Açıkça futbol üzerinden yapılan vurgun dayatısı da değil. Faşizanca davranmaktan hiç çekinmeyen bir yapının ifşası da değil. Yalancı, yabancı tanık iftirası da değil. Bu anlatı bir bakıma, futbol tanrısının işe yaramazlığına acil tepki. Göz görür ve yürek dayanmaz dürtüye gönüllü katkı...
Dünden bugüne çığırından çıkarılan futbol oyununda futbol topu yuvarlaktır. Çağın net çağrısına uymayanlar da emre amade hakemler de. Hatta her defasında çılgınlaşan futbol, bizzat yükselen faşizmin karanlık yüzüdür. Çıldırmışçasına çapsızlaşanlar da yüzsüzdür, çağdıdışı üç fe-ciler de. Zaten beklenen felaket bastırınca, kara maskeli oligarklar futbol vasıtasıyla toplum katmanlarını hizaya çeker. Bu arada beter eksiklikler ve doymaz ilkellik yeşil sahalardaki keşmekeşin içine gizlenir. Yani sos sinyali veren mevcut sistem, futbol aracılığıyla bir güzel soslanır. Oysa sistem bozuktur. Futbol da bozuktur, hakemler de. Hele ki hakimler de...
Havanda su döverek çağın tersine cakalanan faşizan sulta, önce kulüpsel suskunluğu kurumsallaştırır. Sonra toplumsal öz değerleri hissettirmeden törpüler. Geniş kitleler sahalarda egemenleştirilen egzotik havayla, estirilen aşırı gerilim ve keskinleşen ruhsal fukaralıkla dizayn edilir. Kuşatılan karşıtlar açıktan kapalıya kontrol altına alınır. Bu arada kontrolsüz şiddet kullanımı ve yüksek fanatizm tüm mevzileri kuşatır. Cepheleri saran delirtici dejenerasyon yeni nesilleri ehlileştirir. Haliyle futbol estetiğine hiç yakışmayan içgüdüsel kamplaşmalar da yeni futbol oligarşisini yaratır...
On yıllardır hiç de keyif vermeyen formatla sahnelenen futbol oyununda daima çığırından çıkmış tribünler yeğlenir. Yani faşizmin gölgesinde, futbol görsel şölen olmaktan çıkarılır. Bu arada toplumsal muhalefet öncülüğüne soyunanlar orta saha civarında oyuna gelir. Dandik kararlar katlanır, sandık kuraları kurslanır ve düdük asılır. Neredeyse asılma pahasına günlükler tutulur. Geleceğe borçlu kalmamak için futbolun kitabını yazanlar bile 'önümüzdeki maçlara bakacağız' diyerek faşizmin otağında skor yarıştırır. Böylece futbol sokak hiyerarşisinin belirlediği dönemlerin bile çok gerisinde kalır...
Klasik anlatıları okumayanlar hatta kendi yazdığını dahi okuyamayanlar, kolpa kondurmalarla yetinir. Yetkililer futbolun kitabını tersinden okur. Zamanla kullanılması gereken sportif dil, faşizan dile yakınlaşır ve yaygınlaşır. Yani faşizm çağdışı çığırtkanlıkla futbola sığınan kesimleri, kör karanlığın çağrısına hapseder. Fener söndüğünde faşizan kurallar kıskacında kıvrananlar, futbolun evrensel değerleri ve temel ilkelerinden kopar. Ve meşin yuvarlak teker tokmak demir kapıyı geçer. Zaten futbol anarşistleri ve kötücül futbolistler için önemli olan çağın tüketilmesi kolaylığıdır. Resmiyet rahatlığıdır. İhanet hoyratlığıdır...
Futbol oligarkları oyunun neyi varsa neyi yoksa, yok pahasına yağmalamak için çıldırır. Bu yağmacı sistem sorumsuzlarının sonu oyuna gelmektir, ayağa düşmektir. Kale kapıdan içeri ayak topu sektirenler böyle giderse gün gelir dip sarmalında sağılıp alt kümeye gider. İtaatkar hakemler kündeye gelir. Tatminkar olmayan kararlar veren hakimler özellikle tarihi günceye girer...
Gireni çıkanı bir yana yerli ve milli arasında bocalayan futbol çağının dipnot çağrısını önemsemek için biraz süre var. Uzunu kısası, uzatmalar oynanırken çağın çığlığına kulak tıkayanlar da var. Varoğluvar da çığırından çıkarılan futbol oyununda top yuvarlak. Dört köşe ve plastik sananların aklına taslak ise futbol çağının çağrısının özü. Özlenen Kanarya bir kere daha ötemedi diye başlar önsöz. Ve diğerleriyle devam eder...

Hiç yorum yok: